Tauer ACDD. Parfümün isminden dolayı yoğun ve zor bir koku profiliyle karşılaşacağımı düşünüyordum. LDDM ile kıyaslandığında, köşeleri törpülenmiş, genel beğeniye uygun hale getirilmiş versiyonu demek yanlış olmaz. Kaldı ki; LDDM'yi de aykırı parfüm olarak nitelendirmem. Yabancı forumlarda da sık sık bu durumdan bahsedilmiş. Ben de bu fikre katılıyorum, ACDD'nin genele hitap hususunda daha başarılı olacağına eminim. Yine bu forumlarda ACDD'nin kış mevsimi için abisinden daha kullanışlı olduğundan söz etmişler. Eğer insanın içine ısıtan türden parfümlere kış parfümü diyorsak, bu fikre katılmıyorum, ACCD, kağıt üzerinde yoğun versiyonu gibi görünse de, sıcak hissiyat konusunda LDDM'nin eline su dökemez. LDDM, keskin baharatları, deriyi ve amberi gözüme gözüme sokup, afallatmıştı beni, fakat ACDD, yumuşak, kuru odunsulara ve narenciyelere hatrı sayılır oranda yer vermiş. Yazdıklarımdan ACDD'nin hafif ve kötü bir parfüm olduğu anlaşılmasın, geniş çerçeveden baktığımda oldukça güzel bir parfüm. Nicolai New York İntense'de, Roja Dove Fetish'te ve buna benzer nostaljik parfüm çalışmalarında hissettiğim erkeksiliğin sebebini meşe yosununa yormak zorunda kalsam, bu parfümde de ciddi oranda meşe yosunu kullanılmış diyebilirim. Hiç tereddüt etmeden ACDD'nin erkeksilik konusunda taviz vermediğini, abisine nazaran daha erkeksi profili olduğunu söylemem lazım.
Andy Tauer, ACDD'yi formüle ederken 'Daha önce çölün havasını şişelemiştim, şimdi de çölün tam merkezini, çekirdeğini, özünü şişeleyeyim'' fikriyle yola çıkmışsa, yani daha mistik bir koku profilini yakalamaya çalışmışsa, bence bu girişiminde başarısız olmuş. Olur da bir gün çöle gidersem, içinde bulunduğum atmosfer, aklıma LDDM'yi getirebilir ama ACDD için aynı şeyi söyleyemem. LDDM'de zaman zaman hissettiğim, koyun postunu andıran ufak hayvansı dokunuşları ve yağlı yapıyı, ACDD'nin hiçbir aşamasında hissedemedim. ACDD, gönül rahatlığıyla metroda, marmarayda kullanılabilecek bir parfüm olmuş.
Bu iki parfümü aynı anda kollarıma sıkıp analiz ederken aklıma İnterlude ve İnterlude 53 geldi. İnterlude 53 de beğendiğim bir parfüm olmuştu ama İnterlude'nin nevi şahsına münhasır kişiliğinin zarar gördüğünü düşünmüştüm. ACDD ve LDDM'yi test ederken de buna benzer bir hisse kapıldım. Myriem Boukadida'nın kemerli burnunu yontmuşlar gibi, ya da yaş almış olan Monica Bellucci'ye silikon takmışlar gibi. Bensu Soral'ın düzeltilmiş çenesi gibi.
ACDD ve İnterlude 53'ü zevkle kullanırım ama her kullanışımda muhakkak LDMM ve İnterlude'yi özleyeceğim anlar olur.
Andy Tauer, ACDD'yi formüle ederken 'Daha önce çölün havasını şişelemiştim, şimdi de çölün tam merkezini, çekirdeğini, özünü şişeleyeyim'' fikriyle yola çıkmışsa, yani daha mistik bir koku profilini yakalamaya çalışmışsa, bence bu girişiminde başarısız olmuş. Olur da bir gün çöle gidersem, içinde bulunduğum atmosfer, aklıma LDDM'yi getirebilir ama ACDD için aynı şeyi söyleyemem. LDDM'de zaman zaman hissettiğim, koyun postunu andıran ufak hayvansı dokunuşları ve yağlı yapıyı, ACDD'nin hiçbir aşamasında hissedemedim. ACDD, gönül rahatlığıyla metroda, marmarayda kullanılabilecek bir parfüm olmuş.
Bu iki parfümü aynı anda kollarıma sıkıp analiz ederken aklıma İnterlude ve İnterlude 53 geldi. İnterlude 53 de beğendiğim bir parfüm olmuştu ama İnterlude'nin nevi şahsına münhasır kişiliğinin zarar gördüğünü düşünmüştüm. ACDD ve LDDM'yi test ederken de buna benzer bir hisse kapıldım. Myriem Boukadida'nın kemerli burnunu yontmuşlar gibi, ya da yaş almış olan Monica Bellucci'ye silikon takmışlar gibi. Bensu Soral'ın düzeltilmiş çenesi gibi.
ACDD ve İnterlude 53'ü zevkle kullanırım ama her kullanışımda muhakkak LDMM ve İnterlude'yi özleyeceğim anlar olur.
Yorum