Duyuru

Çökme
Henüz duyuru yok.

Kahve Kültürü

Çökme
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
Yeni Mesajlar

  • #61
    Nespresso sitesinde Aeroccino var halen 3 rengi de var hatta. Fiyatı da 275 imiş.

    Yorum


    • #62
      Bu kahve sayfası güzel olmuş, iyi düşünmüşsünüz Altuğ Bey.Teşekkürker.
      Gelelim kahve olayına. Ben esasen Espresso'cuyum, filtre ve diğer kahveleri de severek tüketiyorum. Lavazza ve Segafredo ile tanıştım Espresso ile ilk. Evde Tchibo'nun Cafissimo Latte diye bir makinesi var onu kullanıyorum 1-2 senedir. Ara ara kafama göre kapsüllerinden alıp yapıyordum kahvelerimi güzel güzel. Bir iki hafta önce gene alayım dedim biraz kapsül, gördüm ki gene zam gelmiş. ( Yöresel kapsüller 10 adedi 14,95 , Klasık olanlar 13.95). Yani tanesi 1.5 civarı filan oluyor. Toplu alınca biraz daha uygun oluyor. Bu son zamdan sonra biraz kızdım ve geçen hafta öğütülmüş espresso kahvesi aldım ( Lavazza ve Vergnano 1882). Youtube'da kullanılmış kapsül doldurma vidyosu izledim. Makine için çok sağlıklı mı bilmiyorum ama bu ara kullanılmış kapsülleri doldurup doldurup içiyorum espressolarımı, üstelik farklı lezzetler deneme şansımda var bu şekilde. Cafissimo denen makine ile ilgili şunları söyleyebilirim. Breville, Jura, Delonghi vs. kıyasla çok profesyonel değil. Baya şu kaçırıyor, alt haznede su birikiyor filan. Ama pratik bir alet, tek tuşla espresso, filtre kahve, capuccino filan yapabiliyor. Süt ve su haznesi var ayrı ayrı. 5-6 ayda birde bir kırmızı ışık yanıyor. O ışık yanınca kireçten ardındırma yapılması gerekiyor, durgol diye bir sıvı var, onunla yapılıyor. Kahveleri fena değil ama benim için yeterli değil çok. Bayadır kahve sektörünü çok yakından takip etmiyordum, geçenlerde biraz günceli takip edeyim dedim. 3.Dalga kahve diye tabirlere denk geldim. Farklı demleme yöntemleri ve ekipmanları gördüm. Espresso,filtre kahve makineleri moko potları ile ilgili bilgim vardı ama Chemex, Hario dripper gibi ürünleri ve demleme yöntemlerini yeni gördüm ( bir nevi fench press ama usul ve ekipman farklı). Bu 3. dalgacılar anladığım kadarıyla en mükemmel sonucu elde etmek için spesifik, belli usul ve ekipmanlar kullanıyorlar. Misal bu kadar kahveye şu kadar su, suyun sıcaklık derececi şu kadar olmalı vs vs. Bunları yapmak içinde teçhizat lazım elbette, şöyle bir bakayım dedim cihazlara, vay anam vay birde ne göreyim : ısı ayarlı kettle'lar (600-700 tl civarı), hassas kahve tartısı (200-300 tl civar), Manüel kahve öğütücüsü ( 100-200-300 - 1000 tl civarı) ,Hario V60 Dripper ( 100 tl civarı). Velhasılı kelam daha kahveyi almadan 1500 tl civarı tutarı gözden çıkarmak gerek. Bunlarla da anca filtre yaparsın birde Espresso olayı var.

      Kendi kahvemi kendim öğütmek ve kahvemi manüel yol ile yapmak istemem sebebiyle öncelikli alınacaklar listesine şunları ekledim ben:

      *Manüel Kahve öğütücü araştırma sonucu alınabilecek ürünler :
      1- Hario Mill Skerton ( 150 civarı klasik olan, 120 civarıda tombik olan)
      2- Porlex ( Mini yada uzun versiyonu 240 civarı)
      3- Comandante C40 Nitro Blade ( 950 Civarı, oda stokta ürünü bulabilirsen - https://www.probadorcolectiva.com/co...ahve-degirmeni

      Karar: Porlex mini yada uzun versiyonu alınacak. ( Ama en kral ürün Comandante. Öğütücünün ne kadar önemli olduğu ile ilgili detaya girersem işin içinden çıkamam,ama manüel öğütücülerle ilgili karşılaştırmalı bir inceleme görmek isteyen olursa aşağıdaki linklere bakabilir:
      https://europeancoffeetrip.com/testi...inders-part-1/
      https://europeancoffeetrip.com/testi...uscles-part-2/

      *Manüel Kahve demleme için alınabilecek ürünler:
      1- İyi bir French Press : Malum zırt bırt bozuluyor evdeki french press'ler. Ama şu firma sanki işi çözmüş. ( Espro Press, bakınız: https://www.probadorcolectiva.com/espro) Espro P3 ya da Espro P5 ( biri 150 diğeri 230 tl civarı).
      2- Hario V60 02 ( plastik, cam,seramik, metal, tipine göre 50-100-150 arası)
      3- Chemex ( 200-250 arası tipine göre).
      4- Aeropress ( 150-250 arası)

      Karar: Espro Press ve Hario V60'ın cam dripper'ini alınacak. Diğerleri bekleyecek şimdilik.


      *Manüel Espresso makinesi:
      Farklı markaların bir takım ürünleri var, detaya girmeyeceğim, ama şu makine çok enteresan bir ürün arkadaşlar, görmeyen ya da duymayan arkadaşlar vidyoyu izleyince ne demek istediğimi anlayacaklar. Malum Espresso'da bir de basınç olayı var. Makinemiz Handpresso, video için bakınız: https://www.youtube.com/watch?v=5T167-AjrDI
      İnovasyon budur işte. (Fiyatı 380 tl civarı).

      Karar: Alınası bir alet. İş yerine filan götürüp orada da espresso yapıp içebilirim bu sayede. Ya da arabaya atarsın, emrine amade bekler, o da olmadı sahile filan götürür insan. Klas makine. Ama bekleyecek şimdilik, evde cafissimo ile idare edeceğiz bu arada.

      Yurtdışında bu ürünler malum çok daha ucuz. Çok ufak bir örnek vereyim, bir abim geçenlerde Almanya'dan bir tam otomatik kahve makinesi getirdi Jura marka. 500 Euro'ya aldığını söyledi, Türkiye fiyatına baktım 5000 tl civarındaydı.Varın gerisini siz düşünün.

      Uzun bir mesaj ile bu konuya giriş yapmış olayım bende. Diğer arkadaşlarda güzel bilgiler vermişler sağolsunlar mesajlarında.

      Gününüz aydınlık, kahveleriniz afiyet olsun.
      Son Düzenleme umit.K; 02-05-17, 14:36. Tarafından yapıldı.

      Yorum


      • #63
        Kahve bizde geleneksel bir içecek, temel bir ihtiyaç, su gibi. Büyükannem, anneannem ardından annem ve bana intikal eden ritüellerle dolu bir miras, günümüzde de çoğunlukla annemle bazen de anneannem ve teyzemlerle her gün belli saatlerde kahve keyfimiz vardır, kahve içilir, arzuya göre fallar kapanır, muhabbetler şelale.

        Söylememe gerek var mı bilmem aynı zamanda kahve fincanı koleksiyoneriyim ufak çaplı, fincanlarımı ve kahvelerimi malum sosyal mecrada paylaşırım arada.

        Türk Kahvesi’ni sade ve sert severim, yani şeker asla olmayacak ve ortalama fincan boyutuna göre kallavi tepeleme 2 hadi bilemedin 1.5 çay kaşığından az olmayacak. Yine geleneksel özel Türk Kahvesi ölçü kaşıklarımız vardır, pirinç ve el yapımı. Bakır cezvelerde ve maşınga/kuzine dediğimiz fırınlı sobalarda közde pişeni makbul olsa da son nesillerin bize verdiği yetkiye dayanarak ben de klasik Türk kahvesi makinesinde bol köpüklü hazırlayanlardanım.

        Kurukahveci Mehmet Efendi ve mahdumlarının Eminönü’ndeki sırasına girip taze çekilmişi ile hazır paketlenmişini de her market alışverişinde mutlaka ediniriz, onsuz bir mutfak düşünülemez.

        Kaç marka ve kaç çeşit aroma denedim sayısını bile hatırlamıyorum.

        Uzun süre aromalı Türk Kahvesi’nde dağ çilekli ve sakızlıyı (Kahve Diyarı vs) tercih etsem de damağım hep orjinalini arar.

        Yine de İzmir Kızlarağası Hanı’nda közde içilmişi de bir başkadır.

        Mırra Mardin’de ve dibek Diyarbakır’da iyidir, Artukbey bu işin en adı duyulmuşu, Mardin’deki çalışanları şahanedir, zira hepsi bir arada sizin dilinizi birbirlerine çevirmeye çalışırlarken türlü yerel kahvelerden hazırlayıp ikram ederler. Mırra, dibek, osmanlı, menengiç kahveleri tadılası ve sevilesi kahvelerdir, rafine damak ister, zevk ister.

        Diyarbakır’da ise -hani şu sevgili Ezhel’in bir odasında bağlamayla enfes bir türkü tellendirdiği- Hasan Paşa Hanı’nın girişinde soldadır, daha sistematik ancak aynı tatta dibek kahvesi serin taş duvarlar arasında iyi gelir. Yine Sülüklühan’da da içtiğimi ve o şiiri unutmadığımı belirtmemde fayda olacak.

        Gaziantep’te ise Bakırcılar Çarşısı’nın alt tarafında kime sorsanız gösterecekleri Tahmis Kahvesi vardır, ısrarla açık bahçesine değil, karşısındaki yüksek tavanlı serin eski Rum evine giriniz, üst kata çıkınız, kahve kütüphanesinden bir kitap alınız, Tahmis Kahvesi söyleyiniz, yanında da bakır kapta yerel kuruyemiş getirecekler, o kahveyi içtiğinizde şimdiye kadar bana kahve diye içirilen neydi diye hülyalara dalarak, bir anda aşağıdan masa masa dolaşıp yöresel türküleri hiç rahatsız etmeden söyleyen sokak müzisyenlerinin müziği ve tavla sesleri eşliğinde kulaklarımı çınlatınız.

        Filtre kahve deyince rahmetli dostum Tufan’ı yad etmeden olmaz katran karası filtre kahve içer, bana mısın demezdi.

        Bende dandik bir filtre kahve makinesi var, french press’ten hallice. Şu anda iki Starbucks Veranda(başlangıç seviyesi hafif ve yumuşak keyifli bir harmandır), Pike Place Roast(orta karar popülist zevkte bir harman), Kenya (orta sertlikte, dolgun gövdeli ve içimi yumuşak aromalı favorilerimden) , Kahve Diyarı Fındıklı (fındığı ezici yine de hoş), Denizlide yerel bir kahvecide bulduğum Atila Pak Etiyopya (gizemli ve orta sertlikte aromalı) ve Guatemala (açmadım henüz) ve Tchibo Davidoff Grande Cuvee(enerjik ve yumuşak başlangıç seviye) filtre kahvelerim var. Yine şekersiz sevmekle beraber köy sütüyle de tercihimdir.

        Bi’ kahve?
        Son Düzenleme dewnew; 10-06-18, 16:07. Tarafından yapıldı.
        https://www.fragrantica.com/member/789115/

        https://www.instagram.com/sebnemin_dunyasi/

        Yorum


        • #64
          Kahve iyidir

          Yorum


          • #65
            Delonghi PrimaDonna ESAM 6600 almayı planlıyorum arkadaşlar. Bu makine ilgili yorumu olan varmı kahve üstadları

            Yorum


            • #66
              Orjinal yazı sahibi: matrai View Post
              Delonghi PrimaDonna ESAM 6600 almayı planlıyorum arkadaşlar. Bu makine ilgili yorumu olan varmı kahve üstadları
              yorumlara baktım kötü bir yorum yok
              ben sadece espresso içebiliyorum yaklaşık 10 yıldır gittiğim bir cafe var avcılarda daha iyi espresso yapanı görmedim
              ama evde ve ofiste pek keyifli olmuyor inan bana
              İnsanın ruhu kokularıdır...

              Yorum


              • #67
                Click image for larger version

Name:	44238340130_4344c92f7a_k.jpg
Views:	354
Size:	794.3 KB
ID:	104086Click image for larger version

Name:	45529263565_8043ae02b6_k.jpg
Views:	333
Size:	762.7 KB
ID:	104087

                Güney Amerika veya Afrika ya sık sık gidenler olduğu için oradan aldırmaya çalışıyorum. Ancak oralar da bazı bölgeler de, kahve üretmelerine rağmen kahve içme kültürü olmadığı için kavurma olayını filan yapamıyorlar bazen. O yüzden Starbucks reklamı yapmayı sevmesem de, Reserve mağazalarına sezonluk getirdikleri yöresel çekirdek kahveler gerçekten mükemmel. Reserve mağazalara özel olan kahveler siyah paket olup üzerinde pek bir şey yazmaz. Yöresi ile ilgili net bilgi paketlerin üzerine bir kağıt ile tutturuluyor.

                Yorum


                • #68
                  Espresso bazlı, az sütle yapılan kahveler bana bayağı keyif veriyor. Özellikle; Ristretto Bianco, Cortado, Flat White'ı seviyorum. Bir de yaz klasiği Cold Brew var tabi.

                  Latte'yi ise sütün, kahveyi fazlasıyla yumuşatarak tadını bastırmasından dolayı sevmiyorum. Kahve içiyormuşum hissiyatını vermiyor bana. Gerçi geçen yaz bir kafede sırf keyfine Malibu'lu soğuk Latte tercih etmiştim, hoştu. Ama kahvenin merkezlerinden biri olan İtalya'da ise bu tarz bir Latte kavramı yok. İtalya'da Latte istediğinizde size gelecek şey (kahvesiz) sadece sıcak bir süttür...

                  Latte gibi klasik Espresso'dan yapılan Avustralya menşeli Flat White'ta kahve-süt oranı, Latte'ye göre daha dengeli, kahve tadı daha hissedilir, içimi biraz daha serttir.

                  Cortado'da kahve süt oranı ise %50-%50'dir. Daha küçük boyutlarda servis edilen Cortada da, Flat White'a göre kahve tadı daha hissedilir, içimi biraz daha serttir. Yalnız, bu Cortada'da, kahve dükkanından dükkanına Espresso oranı değişiyor. Bazı kahveciler 1 Espresso shot-%50 oranında süt şeklinde yaparken, bazı yerler 2 Espresso shot-%50 oranında süt şeklinde yapıyor. (Bu arada Doppio da çift Espresso shot için kullanılan bir ifade.)

                  Click image for larger version  Name:	coffee%2Bimage%2Bedotes.jpg Views:	0 Size:	65.2 KB ID:	160636

                  Ristretto Bianco ise biraz daha farklı bir kahve türü. Öncelikle Ristretto, Espresso gibi bir kahve shot biçimidir. Espresso ailesinden olan Ristretto, İtalyanca’da sınırlı anlamını taşıyor. Bu ifade ise kahve çekirdeklerinin sınırlı bir miktarda suyla çekilmesini açıklıyor. Normal miktarda kahveden yarı miktarda su kullanılarak (Espresso'ya göre daha az su demek bu) elde edilen geleneksel bir Espresso türüdür. Bir diğer ifadeyle Ristretto, Espresso'nun konsantresi gibi... Bu yüzden Ristretto’nun içimi, Espresso’ya göre daha sert ve yoğun kıvamdadır. Bana göre Ristretto, kahveden alınacak en kaliteli özüdür. Bu yüzden Ristretto Bianco, kahveyi en iyi şekilde hissedebileceğiniz, en güzel sütlü kahve çeşididir. Bu Espresso türleri tercihen sütsüz sek şekilde de içilebilir.

                  Click image for larger version  Name:	espresso-doppio-ristretto-lungo.jpg Views:	0 Size:	29.5 KB ID:	160634

                  Bunun yanında, sırrı buzdolabında 24-60 saatlik demlenme süresi olan Cold Brew'i de çok seviyorum. Yazın buzdolabımda eksik etmediğim bu soğuk kahve türü, viskiyi andıran şişelerde buzdolabında saklanıyor ve tercihen şık bir tumbler tarzı
                  viski bardağıyla ikram edilebiliyor. Sütlü ya da sütsüz bir şekilde içilebilen çok kaliteli, soğuk bir yaz kahvesidir.

                  Click image for larger version  Name:	ea828b66d6e5400ba4f6f5df10335824.jpg Views:	0 Size:	253.4 KB ID:	160635
                  Son Düzenleme Aryan; 13-04-20, 02:44. Tarafından yapıldı.

                  Yorum


                  • #69
                    Ah ah nasıl özledim kahve içmeyi. Son zamanlarda çarpıntı şikayetiyle doktora gittiğimde kahveyi bırakmamı tavsiye etti doktorum. Tavsiyeye uyup kahveyi bırakınca çarpıntım neredeyse geçti diyebilieceğim kadar azaldı. Keyifle yudumlayın Toparlayınca ben de tekrar bu lezzete geri döneceğim..
                    estefanyen

                    Yorum


                    • #70
                      Orjinal yazı sahibi: ali View Post
                      Ah ah nasıl özledim kahve içmeyi. Son zamanlarda çarpıntı şikayetiyle doktora gittiğimde kahveyi bırakmamı tavsiye etti doktorum. Tavsiyeye uyup kahveyi bırakınca çarpıntım neredeyse geçti diyebilieceğim kadar azaldı. Keyifle yudumlayın Toparlayınca ben de tekrar bu lezzete geri döneceğim..
                      Benim de anksiyete vb. psikolojik problemlerimde ve mide rahatsızlıklarımda kahve katalizör görevi görüyordu. O yüzden ben de bir dönem kahveye ara vermiştim.

                      Kahvenin konstrasyonu-motivasyonu artırması, enerji vermesi, yağ yakımına olumlu etkileri gibi pozitif yanları olsa da her şey gibi fazlası, bağımlılığı zararlı. Özellikle, kahve kullanımında "zaman" ve "miktar" çok önemli.

                      Özellikle vücudun kortizol (stres) hormonu salgıladığı zamanlarda ve çok aç karnına tüketilmemesi gerekiyor.

                      Bu yüzden kahve için en kötü zamanlardan biri sanılanın aksine sabah zamanları. Çünkü, insanlardaki kortizol seviyesinin en yüksek olduğu zamanlardan biri sabah vakitleri. Aslında "sabah yataktan ters kalkmış" deyiminin sebebi de biraz bundan kaynaklı. İnsanlardaki sabahları oluşan sinirli olma hali bu hormonun etkisi. Fazla kahve, beyindeki bazı enzimleri azaltarak kötü biyokimyasal tepkilere yol açabiliyor. Yanlış zaman ve fazla miktar sonucunda anksiyete, panik atak, kalp çarpıntısı, sıcak basma-nefes alamama, mide krampları, şişkinlik vb. bir çok sorun yaşanabiliyor. Bunu bir makalede okumuştum, bir başka makalede de kahvenin sabahları ayıltma etkisinin sanıldığının aksine düşük, zayıf olduğu, alınacak C vitaminin kahveden çok daha fazla uyku kaçırıcı, ayıltıcı etkisi olduğundan bahsediyordu.

                      Bir başka kötü tercih zamanı olan aç karnına kahve ise hazımsızlık sorunlarına yol açabiliyor. Kahve aslında asidik bir yapıda ve aç karnına içildiği zaman mide, reaksiyonunu kendi asit seviyesini düşürerek veriyor. Ardından ise yenilen yemek ile birlikte kendi asidik doğal yapısı bozulan midede hazımsızlık sorunları yaşanıyor. Aç karna kahve, genel anlamda uzun vadede de mideye büyük zarar veren bir alışkanlık.

                      Özellikle bir dönem, uykusuz günlerin sabahında yüksek oranda aldığım kahveler bana psikolojik ve fizyolojik anlamda bayağı sorun yaratmıştı. Daha önce de aç karna kahve içmeden kaynaklı sorunlar yaşamıştım. Ardından kahveye ara verdiğimde bu sorunlar ortadan kalktı.Ondan sonra ise zaman-miktar kontrolü yaparak kahve içmeye tekrar geri döndüm ve eski sorunları bir daha yaşamadım. Özellikle artık sabahları kahve içmiyorum kesinlikle. Zaten enerjik, hiperaktif bir insanım, kahvesizliğin verdiği biraz dinginliğe de ihtiyacım var diyorum. Ben artık, enerjimin gerçekten çok düştüğü, sıkıntımın olmadığı, günün ilerleyen saatlerinde, kahveyle bir ödül ilişkisi kurarak tüketmeye çalışıyorum. Yani kortizol seviyesinin en düşük olduğu zamanlarda... Mesela, akşamüstü yorgunluk çökmüş ama ofiste de çoğu işi halletmişim, stres-koşuşturma bitmiş o zaman bazen diyorum hadi bir kahveyi hak ettim ama! Ya da yorucu bir günün ardından iş çıkışı arkadaşlarla bir kahve içip kendimi ödüllendiriyorum. Böylelikle gün boyu biten enerjimi de tekrar yerine getirmiş oluyorum. Bazen de akşamüstü spor öncesi kahve içiyorum. O gün hiç bir şey yapmasam bile o gün daha çok mutlu hissettiğim, keyifli zamanlarımda kahve içmeyi tercih ediyorum. Bu zamanlarda içerken kahve miktarını da kontrollü tutunca hiç bir sorun yaşamıyorum. Bu şekilde içtiğim kahveden de büyük zevk almaya başladım. Kahve benim için sorun olmaktan öte mutluluk veren bir şeye dönüşmüş durumda.

                      O yüzden ali Bey, siz de kahveye döndüğünüzde "miktarı" ve "zamanı"na dikkat ederseniz sorun yaşamayacağınızı düşünüyorum. Geri döndüğünüzde yine kahveyi biraz fazla kaçırdığınızı düşünürseniz, yine biraz ara verip hem o bağlanma durumunu kontrol altına almış olursunuz, hem de sonraki kahve içtiğinizde daha fazla keyif alırsınız. Sağlıklı günler diliyorum...
                      Son Düzenleme Aryan; 13-04-20, 02:41. Tarafından yapıldı.

                      Yorum


                      • #71
                        Orjinal yazı sahibi: Aryan View Post

                        Benim de anksiyete vb. psikolojik problemlerimde ve mide rahatsızlıklarımda kahve katalizör görevi görüyordu. O yüzden ben de bir dönem kahveye ara vermiştim.

                        Kahvenin konstrasyonu-motivasyonu artırması, enerji vermesi, yağ yakımına olumlu etkileri gibi pozitif yanları olsa da her şey gibi fazlası, bağımlılığı zararlı. Özellikle, kahve kullanımında "zaman" ve "miktar" çok önemli.

                        Özellikle vücudun kortizol (stres) hormonu salgıladığı zamanlarda ve çok aç karnına tüketilmemesi gerekiyor.

                        Bu yüzden kahve için en kötü zamanlardan biri sanılanın aksine sabah zamanları. Çünkü, insanlardaki kortizol seviyesinin en yüksek olduğu zamanlardan biri sabah vakitleri. Aslında "sabah yataktan ters kalkmış" deyiminin sebebi de biraz bundan kaynaklı. İnsanlardaki sabahları oluşan sinirli olma hali bu hormonun etkisi. Fazla kahve, beyindeki bazı enzimleri azaltarak kötü biyokimyasal tepkilere yol açabiliyor. Yanlış zaman ve fazla miktar sonucunda anksiyete, panik atak, kalp çarpıntısı, sıcak basma-nefes alamama, mide krampları, şişkinlik vb. bir çok sorun yaşanabiliyor. Bunu bir makalede okumuştum, bir başka makalede de kahvenin sabahları ayıltma etkisinin sanıldığının aksine düşük, zayıf olduğu, alınacak C vitaminin kahveden çok daha fazla uyku kaçırıcı, ayıltıcı etkisi olduğundan bahsediyordu.

                        Bir başka kötü tercih zamanı olan aç karnına kahve ise hazımsızlık sorunlarına yol açabiliyor. Kahve aslında asidik bir yapıda ve aç karnına içildiği zaman mide, reaksiyonunu kendi asit seviyesini düşürerek veriyor. Ardından ise yenilen yemek ile birlikte kendi asidik doğal yapısı bozulan midede hazımsızlık sorunları yaşanıyor. Aç karna kahve, genel anlamda uzun vadede de mideye büyük zarar veren bir alışkanlık.

                        Özellikle bir dönem, uykusuz günlerin sabahında yüksek oranda aldığım kahveler bana psikolojik ve fizyolojik anlamda bayağı sorun yaratmıştı. Daha önce de aç karna kahve içmeden kaynaklı sorunlar yaşamıştım. Ardından kahveye ara verdiğimde bu sorunlar ortadan kalktı.Ondan sonra ise zaman-miktar kontrolü yaparak kahve içmeye tekrar geri döndüm ve eski sorunları bir daha yaşamadım. Özellikle artık sabahları kahve içmiyorum kesinlikle. Zaten enerjik, hiperaktif bir insanım, kahvesizliğin verdiği biraz dinginliğe de ihtiyacım var diyorum. Ben artık, enerjimin gerçekten çok düştüğü, sıkıntımın olmadığı, günün ilerleyen saatlerinde, kahveyle bir ödül ilişkisi kurarak tüketmeye çalışıyorum. Yani kortizol seviyesinin en düşük olduğu zamanlarda... Mesela, akşamüstü yorgunluk çökmüş ama ofiste de çoğu işi halletmişim, stres-koşuşturma bitmiş o zaman bazen diyorum hadi bir kahveyi hak ettim ama! Ya da yorucu bir günün ardından iş çıkışı arkadaşlarla bir kahve içip kendimi ödüllendiriyorum. Böylelikle gün boyu biten enerjimi de tekrar yerine getirmiş oluyorum. Bazen de akşamüstü spor öncesi kahve içiyorum. O gün hiç bir şey yapmasam bile o gün daha çok mutlu hissettiğim, keyifli zamanlarımda kahve içmeyi tercih ediyorum. Bu zamanlarda içerken kahve miktarını da kontrollü tutunca hiç bir sorun yaşamıyorum. Bu şekilde içtiğim kahveden de büyük zevk almaya başladım. Kahve benim için sorun olmaktan öte mutluluk veren bir şeye dönüşmüş durumda.

                        O yüzden ali Bey, siz de kahveye döndüğünüzde "miktarı" ve "zamanı"na dikkat ederseniz sorun yaşamayacağınızı düşünüyorum. Geri döndüğünüzde yine kahveyi biraz fazla kaçırdığınızı düşünürseniz, yine biraz ara verip hem o bağlanma durumunu kontrol altına almış olursunuz, hem de sonraki kahve içtiğinizde daha fazla keyif alırsınız. Sağlıklı günler diliyorum...
                        Bana tam olarak kendimi anlatmışsınız hocam. Sizin tecrübe ettiğiniz şeyleri 1 ay öncesine kadar aynı birebir şekilde yaşadım. Arada kahve içmedim mi? Tabi ki içtim. Tam da sizin yaptığınız/tavsiye ettiğniz şekilde. Ve verdiğiniz bilgiler çok yararlı oldu çünkü en sevdiğim kahve zamanı (tabiki en yanlış olanmış) aç karna sabah uyanınca ve gün içi en stresli olduğum zamanlardaydı. Sanıyorum ara verince problemlerin ortadan kalkması bunun kanıtı. Cevabınız için çok teşekkür ederim. Yönlendirici, aynı zamanda aydınlatıcı oldu. Ödüllendirme kesinlikle çok daha keyifli bir deneyim vadediyor. Sizler de sağlıkla kalın.
                        estefanyen

                        Yorum


                        • #72
                          Bir kaç filtre kahve tavsiyesi bırakmak istedim:

                          Bunlardan ilki 18.Yüzyıldan bugünlere uzanan İtalya'nın en eski ve ünlü markalarından Caffe Molinari'nin American Break adlı filtre kahvesi. Asiditesi düşük, yüksek gövdeli, çikolata-fındık notalarına sahip tam bir fiyat/performans ürünü.


                          Click image for larger version  Name:	molinari-filter-american-break-by_gusto.jpg Views:	0 Size:	87.8 KB ID:	183588

                          En azından geçen sene bolca tükkettiğim, internetten kolayca bulunup sipariş verilebilecek güzel bir fiyat performans kahvesiydi. Şuan son durum nedir bilmiyorum ama ben bir süredir evime yakın, sevdiğim bir 3. nesil kahveciden taze bir şekilde çekilmiş yöresel El Salvador kahvesi kullanıyorum. Aynı şekilde gövdeli, kakao, çikolata, fındık notalarına sahip çok nitelikli, dengeli ve içmesi zevkli bir kahve. Yani size tavsiyem; taze yöresel bir kahve çektirebileceğiniz herhangi bir dükkan var ise özellikle El Salvador kahvelerini denemeniz...

                          Bunların dışında Kahve Dünyası'nın kendi sitesinden yöresel kahveler sipariş verebilirsiniz. Benim favorim burada yine El Salvador. Kahve dükkanından dükkanına yöresel kahveler de biraz farklılık gösterebiliyor; Kahve Dünyası'ndakinin biraz daha tatlımsı notalara sahip olması gibi... Ama yine bahsettiğim özelliklere yakın, çok dengeli, içmesi yine gayet zevkliydi.

                          Click image for larger version  Name:	kahve-dunyasi-nin-zengin-_443d.jpg Views:	0 Size:	60.5 KB ID:	183590

                          Bunların dışında Kahve Dünyası'nın Antigua ve Kosta Rika kahvelerini de tavsiye edebilirim, onlar da gayet tatmin edici bir şekilde güzeldi. Antigua tütsülü, ağır kıvamlı iken, Kosta Rika daha orta kıvamlı ve çiçeksi bir kahvedir.

                          Kahve dünyasındaki yöresel kahvelerin özelliklerini içeren tablo:


                          Click image for larger version  Name:	kahve2.jpg Views:	0 Size:	181.1 KB ID:	183589

                          Bunların dışında salt kahve niteliği veya özelliklerine çok da dikkat etmeden eğlenceli bir şeyler arıyorum diyorsanız Kahve Dünyası'nın vanilya, karamel, fındık aromalı filtre kahvelerini deneyebilirsiniz. Bunların arasında vanilya aromalısını kesinlikle önermiyorum, tadında rahatsız edecek seviyede bir yapay aroma hissiyatı var. Benim favorim, burada fındık aromalı olanı. 2. tercih olarak da karamel olabilir...

                          Böyle de biraz Kahve Dünyası'ndan sponsorluk almışım gibi oldu ama özellikle yöresel kahvelerde o kadar absürt bir şekilde şişirilmiş fiyatlar ile karşılaşıyorum ki Kahve Dünyası'ndaki kahveler yine onlara nazaran fiyat ve ulaşılabilirlik konusunda gayet makul kalıyorlar.
                          Son Düzenleme Aryan; 01-11-20, 16:45. Tarafından yapıldı.

                          Yorum


                          • #73
                            Starbucks'tan filtre kahve alıp çektiriyordum fakat fiyatları son bir yılda çok arttı. Türkiye'de yaygın mağazalarda (migros, şok, a101, vb.) satışı olan bir filtre kahve önerisi olan var mı? Ben Bolu'da yaşıyorum. Kahveyi büyük şehirlerdeki butik mağazalardan ya da internetten almak istemiyorum zorunda kalmadıkça. Geçen ay Jacobs filtre kahve aldım ve pişman oldum. Aromasında sanki yanmış kötü şeyler vardı :-) Özdilek'te Altıntelve diye bir marka var fena değil. Belki daha iyi bir önerisi olan vardır?

                            Şimdiden teşekkürler.
                            Herkese esenlikler...

                            Yorum


                            • Asaid
                              Asaid Yorumladı
                              Yorumu düzenleme
                              içimi yumuşak olsun istiyorsanız. Jacobs Velour'a bakmanızı tavsiye ederim. A101 de oluyor bazen. Yalnız birkaç ayrı hava almaz kavanoza ayırın. Kapağı aç kapa yapılınca 1-2 hafta içinde belirgin tat kaybı yaşanıyor.

                            • ihpar
                              ihpar Yorumladı
                              Yorumu düzenleme
                              Asaid tavsiyeniz için teşekkür ederim. Bikaç paket kahve almıştım, bitirince sizin tavsiyenizi de deneyeceğim denk getirebilirsem. Sağolun.

                            • keremist
                              keremist Yorumladı
                              Yorumu düzenleme
                              Benim de filtre kahveyle aram iyi sayılır hocam. Eğer çok kavrulmamış genel beğeniye uygun bir kahve isterseniz Mehmet Efendi'nin Colombia kahvesini tavsiye ederim.
                          İşleniyor...
                          X