Mekan Kramer Palas. Yıl 1922
Rum Garson -“Yerimiz yoktur efendim” der.
Mustafa Kemal, “Canım şöyle bir köşeye sığışsaydık...”
Rum Garson - Bozuk Türkçesi ile garson direnir. “Mümkünsüzdür efendim yerimiz yoktur...”
O sırada müşterilerden biri onu tanır, “Mustafa Kemal Paşa!” diye bağırınca herkes fırlar alkışlar, çığlıklar yükselir.
Bu sefer aynı Rum garson: “Emriniz paşam!...” diye sorar.
Gazi, garsona: “Kral Kostantin İzmir’e geldiği zaman buraya oturup bir kadeh rakı içti mi?” diye sorar.
“Hayır Paşa efendimiz.”
“Yazık” der Mustafa Kemal, “Öyleyse neden İzmir’i almak istemiş” diye ilave eder.
Atatürk Kramer Oteli’nde oturup içki içerken, grubu seyrederek, “İzmir’in kordon boyunda güneşin batışını seyrederken bir bardak rakı içmek dünyanın en mutlu olaylarından biridir”demiştir.
Bu satırlarla başladım Nishane Ege'yi yazmaya çünkü bazı parfümler vardır içindeki notalar oraya rastgele konmamıştır. Size bir hikaye anlatır, yaşanmışlığı ve kültürü aktarır size... Bunları daha önce yaşamadıysanız, bilmiyorsanız parfüm size güzel kokudan başka bir anlam ifade etmez. Güzel kokuymuş der kullanır çıkarsanız onun hikayesini özümseyemez onu anlayamazsınız.
Ege'de yaşamanıza gerek yok bu parfümü anlamak için Ege'nin herhangi bir tatil beldesinde, akşam sahil kenarında küçük gezintiye çıktıysanız bu parfümü anlamak için yeterli bir zaman geçirmişsiniz demektir.
Nishane Ege size denizden esen rüzgarla beraber egenin, aromatik yeşil otlarını, evlerin bahçesinden gelen gelen fesleğen ve menekşe kokularını, sofralardan tüten anason kokusunu size aktarıyor.
İşte Ege sahil kesimlerinin böyle bir kültürü vardır kendine has. Bu kültür İzmir'e de gitseniz, Atina'ya da gitseniz Datça'ya gitseniz Kos Adası'na da gitseniz değişmez. Diller farklıdır ama sofralar ve gönüller aynıdır. Sadece her iki yakayı ayıran bir deniz vardır Ege'dir adı. Egenin her iki kıyısından da anason kokan sofralar, mutlulukla kaldırılan kadehler vardır. Sıcaktır, hoş muhabbettir insanları.
İsminden dolayı bu parfümden beklentiniz basmakalıp deniz temalı bir parfüm ise sizi yanıltır. Çünkü bu parfüm Ege'nin bir bütün ambiansını size yaşatıyor. Sadece ver caloneu, bas tuzu, koy içine su notasını diye yapılan, basit deniz temalı parfümlerden değil.Üzerine çalışılmış, uğraşılmış ve kafa yorulmuş bir kompozisyon.
Genel beğenisi ve giyilebilirliği yüksek, kış harici ve günlük kullanıma uygun elinizin sürekli gideceği keyifli bir parfüm olmuş.
Kalıcılığı ve farkedilirliği bu tarz bir parfüm için çok iyi. Zaten Nishane parfümleri genel olarak standartın çok üzerinde kalıcılığı ve yayılımı olan parfümler Ege'de bunlardan birisi olmuş. Tazelemeye ihtiyaç duymadan bir günü rahatlıkla çıkartıyor.
Aromatik-Yeşil olarak sınıflandırdığım parfüm tarz olarak en fazla Creed Millesime imperiale benziyor. Millesime imperial'in meyvesiz daha yeşil parlak halini canlandırırsanız kafanızda parfümün nasıl
kokuğu ile ilgili az çok bir bilgi sahibi olursunuz.
Parfüm üzerinde bir seneden fazla bir emek ve 15 farklı çalıştırma var. Mert Güzel ve Murat Katran'ın aklındaki Ege'yi en iyi yansıtacak parfüme ulaşmak için parfümör İlias Ermenidis tarafından tasarlanmış. En nihayetinde istenen ve varılmak istenen noktaya gerçekten muazzam bir kompozisyon ile ulaşılmış ve parfüm dünyasına sunulmuş.
Emeği geçenlerin ellerine sağlık...
Yorum