Frédéric Malle - Promise... Fenolik özellikleriyle ve ekşimtırak otsu, kuru dumansı, hafif odunsu hatta tinerimsi karakteriyle cypriol (ya da papirüs), benim zayıf yanlarımdan biri olduğu için, tıpkı Timbuktu’da olduğu gibi, Promise de yoğun cypriol kullanılmış açılışıyla ilgimi, dikkatimi çekiyor. Bunda, arkasına biraz pembe biberin keskinliğini almasının da payı var. Uzaktan, batılı tarzda kullanılmış öd illüzyonu da yaratan cypriol yağının, tatlı-ekşi-asidik yeşil elma ile birleşiminin, kendi içinde uyumlu olduğunu, fazla erkeksi yöne sapabilecek koku profilini daha yumuşak, masum ve ferah bir yere taşıyıp dengelediğini söyleyebilirim. Başta daha fazla hissedilen yeşil elmalı serinlik, yarım saat sonra azalıp bir saat sonra da hemen hemen kayboluyor. Parfüm, unisex çok çekingen bir gül ve dengeli kullanılmış karanfille (baharat) daha sıcak bir karaktere bürünürken yumuşak deri taklidi yapan az miktarda safran da işin içine giriyor. Dumansı cypriol yağı da batılı bir öde doğru evrilince bu bölümlerden sonrası artık, alışıldık bir gül-öd parfümü olarak yansıyor burnuma. Yan rollerde, çok hafif topraksılık katan paçuli, dengeli tatlılık veren sıcak baharatlar ve hepsinin üzerini kaplayan, olası köşeli/pürüzlü kenarları törpüleyip yuvarlaklaştıran ince bir laden örtüsü var. Sonlarda, örtünün altındaki her şey birer birer uçup giderken geriye az dumanlı ödümsü bir odunsuluk ile yumuşak kullanılmış laden reçinesi kalıyor.
Çok kısa anlatmak gerekirse, yeşil elmalı ve turbo motor takılmış Timbuktu gibi başlayıp gücü azaltılmış Rose d’Arabie gibi devam edip bir yığın öd parfümü gibi bitiyor. Kendini kolay sevdirecek nüanslar akıllıca yerleştirilip bir yandan da genel beğeniye oynanarak ticari bir başarı hedeflenmiş. Bu bir suç değil elbette ve parfüm, koku güzelliği olarak ortalama bir seviyenin üzerine çıkabiliyor ama zaten yapılmış başarılı işleri ufak tefek oynamalarla, süslemelerle genel beğeni doğrultusunda birleştirip başına da yeşil elma koymakla yaratıcı ya da yenilikçi olunmuyor. Dekant yeterli.
Çok kısa anlatmak gerekirse, yeşil elmalı ve turbo motor takılmış Timbuktu gibi başlayıp gücü azaltılmış Rose d’Arabie gibi devam edip bir yığın öd parfümü gibi bitiyor. Kendini kolay sevdirecek nüanslar akıllıca yerleştirilip bir yandan da genel beğeniye oynanarak ticari bir başarı hedeflenmiş. Bu bir suç değil elbette ve parfüm, koku güzelliği olarak ortalama bir seviyenin üzerine çıkabiliyor ama zaten yapılmış başarılı işleri ufak tefek oynamalarla, süslemelerle genel beğeni doğrultusunda birleştirip başına da yeşil elma koymakla yaratıcı ya da yenilikçi olunmuyor. Dekant yeterli.
Yorum