Duyuru

Çökme
Henüz duyuru yok.

Arpege Pour Homme, Lanvin

Çökme
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
Yeni Mesajlar

  • Arpege Pour Homme, Lanvin

    Click image for larger version  Name:	654.jpg Views:	0 Size:	51.6 KB ID:	182213

    Tarihin en ikonik beş parfümünden biri olarak kabul edilen 1927 çıkışlı Arpege ile parfüm tarihine bir imza atmıştı Lanvin. Bu parfüm ile tüketicinin beğeni ve sevgisini kazanan marka, bu kazanımı erkek parfümüne nasıl taşıyacağını, bu parfümü nasıl konumlandırılacağı uzun bir süredir tartışıyordu. Hatta bunun için, Lanvin’in neredeyse kırk yıldır “çiçeksi erkek parfümü" yapma girişmeleri olduğu rivayet ediliyor…

    Bir süredir başarılı bir çiçeksi erkek parfümü piyasada boy göstermemişti ve o dönem Lanvin derin bir kimlik krizi eşiğindeydi. Ve sonunda markanın kreatif direktörleri bu parfüm için kolları sıvadı ve Arpege’in erkek parfümünün koku tasarımı için Olivier Pescheux ile anlaştı. Pescheux ise 1 Million (Paco Rabanne), Herod (Parfums de Marly), Higher (Christian Dior), Legend (Montblanc), Explorer (Montblanc), Eros Flame (Versace), Vetyverio (Diptyque), Eau des Sens (Diptyque), Tempo (Diptyque), Eau Capitale (Diptyque), Voile d'Ambre (Yves Rocher) gibi parfümlerden tanıdığımız, bu kokularının arkasındaki isim.

    Ve sonunda Lanvin, Arpege’in erkek partneri Arpege Pour Homme’u tam 78 yıl sonra 2005 yılında piyasaya sürdü!

    Öncelikle bu parfümü daha derinlikli bir şekilde kritik etmek için marka ve markanın koku mirasına, bir klasik olan 1927 tarihli Arpege parfümüne çok kısa bir şekilde de olsa bakmak gerekir.

    Jeanna Lanvin, kurduğu şapka atölyesi ile o yıllarda çok önemli olan bir statüye sahip olunduğunun göstergesi olan şapkaları tasarlıyor, tuhafiyecilik yapıyor. Ardından bunlar ikinci planda kalıyor çünkü, artık bir moda terzisi oluyor. Tasarımlarıyla bir süre damga vuran Lanvin, Christion Dior’un “New Look” akımının da en büyük ilham kaynağı oluyor.

    LANVİN’İN KOKU MİRASI: ÇİÇEKLER

    Markanın başarı ve ününe eşlik eden parfümlerin ilki 1923 tarihli "İris" adını taşıyor. Ardından bu parfümü “günahım” anlamına gelen ABD’de My Sin, Avrupa’da Mon Peche adıyla satışa sunulan parfüm izliyor. Ve ardından Jeanna Lanvin, 1927 yılına gelindiğinde çok sevdiği opera sanatçısı kızı Marie-Blanche için doğumgünü hediyesi olarak, “arpej” adına uygun bir şekilde; parçalanmış bir akor gibi aynı anda değil sırayla hissedilebilecek muhteşem bir çiçek buketinin kokusunu sunmak için “Arpege” adlı parfümü tasarlattırıyor. Arpege o kadar zengin, kompleks bir çiçek parfümü ki o dönem bir şehir efsanesine göre “O dönemde Lanvin parfümlerinin bir yıl içinde kullandığı çiçeklerin hacmi, Paris’teki Arc de Triomphe'un kütlesine eşittir.”

    Click image for larger version  Name:	arc-de-triomphe-paris-soleil.jpg Views:	0 Size:	638.5 KB ID:	182214


    Zafer Takı anlamına gelen Arc de triomphe de l'Étoile, Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan tarihi bir anıttır. Napolyon Bonapart, Austerlitz savaşında galip gelen fransız askerlerine seslenmiş ve "Evinize zafer taklarının altından geçerek döneceksiniz." demiştir. 18 Şubat 1806 tarihinde Zafer Takı'nın inşa edilmesini istemiştir. 15 Aralık 1840 tarihinde, Napolyon Bonapart'ın cenazesi Zafer Takı'nın altından geçmiştir.

    Peki Arpege Pour Homme, parfüm tarihinin en efsane çiçek kokularından biri olan Arpege’in ve markanın diğer parfümlerinin yarattığı bu koku mirasınının üzerinde nereye oturuyor? Buna şimdi bir bakalım…

    Parfümü koklayıp kullanmadan önce kağıt üzerinden bakınca iris baskın floral yönü olan pudralı, tatlı bir gece parfümü olduğu yönünde beklenti içerisine giriyorsunuz…

    Kokunun açılışı şaşırtıcı derecede baskın bir narenciye akoruyla açılıyor. Açılışta klasik, figüratif bir role sahip değiller, açılış tamamen bunun üzerine kuruluymuş gibi narenciye-yoğun bir şekilde gerçekleşiyor. Bu akor ise narenciye ailesinin acımsı yönünü alan bir koku sunuyor. Bu kokuyu da halk arasında acı portakal diye bilinen turunç, acı portakal çiçeği olan neroli ve kokusu diğer citrus cinsi meyvelere göre daha yuvarlak olan mandalina ile gerçekleştiriyor. Neroli, kalp bölümü ile kurduğu çiçeksi bağ ile geçişi sağlayarak irise zemin sağlıyor...

    Açılıştaki bu acımsı citrus cinsi meyvelerle gerçekleşen açılışa, genel olarak narenciye notalarına güzel bir uyum gösteren bir pembe biber dokunuşu da eşlik ediyor. Pembe biber, açılışa parlaklığı düşürmeden, dozunda hafif baharatlı, biraz da sıcaklık katarak ekleniyor.

    Beklenenin üzerinde yoğun narenciyeli açılışıyla şaşırtsa da daha önce Ellena ve Acqua di Parma’nın çok daha başarılı narenciye kullanımlarına şahit olsam da açılışa direkt çok da kötü denilemez. Tamam, sorun değil denilip buradan puan kırmadan asıl bizi sabırsızlandıran orta bölüme geçilebilir…

    Açılışın ardından ise koku, başta yazdığım beklentime doğru evrilmeye başlıyor…

    1923’DEN BUGÜNE LANVİN’İN İRİS’İ

    Lanvin’in koku mirası çiçeklerden, 1923 tarihli parfümünün adı olan "İris", Arpege Pour Home’un kalbinde yer alan, çiçeksi yönün başını çeken hatta kokunun genelinde en fazla hissedilen notalardan. Açılışın ardından değişen kokuda citrus'lu hava yerini pudralı, çiçeksi, tatlı bir kokuya bırakmaya başlıyor…

    Lanvin’in 1923 tarihli İris’i nasıldı bilmiyoruz ama bu kokudaki iris sert, karanlık değil; hissedilebilirliği yüksek olsa da soft, pudralı, aydınlık bir kullanıma sahip; vanilya ile buluşan tatlı, muskat kullanımıyla da biraz hafif keskin-baharatlı nüanslara sahip. Evet, bunun yanında yasemin var olsa da, o da kokuda kendini göstermekten çekiniyor. Burun, diğeri çiçekleri de arıyor da arıyor ama kokudaki çiçekler maalesef bir vazoyu dolduracak kadar bile değil!

    Son bölümlere doğru iris ile buluşan vanilyanın yanındaki tonka fasulyesi etkisiyle tatlı-pudralı bir şekilde koku daha da ağırlaşırken sandal da yine kokunu soft yönüne uyum sağlayacak şekilde biraz ağacımsı bir yön katıyor. Paçuli kullanımın zayıf olduğu kokunun bu dry-down bölümü ise diğer bölümlere göre daha heyecansız ve sıkıcı.

    Kokuyu genel olarak toparlamam gerekirse, acımsı turunçgilli açılışa sahip, parlak-çiçeksi-pudralı-tatlı bir gece parfümü. İris ve vanilyayı buluşturan uniseks çizgide bir erkek parfümü…

    Click image for larger version  Name:	arpage 4.jpg Views:	1 Size:	126.5 KB ID:	182216

    İRİS SAVAŞLARI


    Parfümü genel olarak kritik etme noktasında ise yazacaklarım daha fazla…

    2005 yılında piyasaya sürülen bu parfüm, erken yaşta vintage mertebesine ulaşarak parfüm tarihin tozlu sayfalarına gömüldü. Neden? Başarısız bir parfüm mü?

    Başarı, biraz da felsefik tartışmalara konu olabilecek göreceli, derin bir kavram olduğu için biz yer ve zaman ile çerçeveleyerek olgulara bakmaya çalışalım... Mesela, parfümün çıkış yılı çarpıcı bir tarih olan 2005 yılına… Çünkü, 2005 yılı erkek parfümlerinde adeta bir devrim yaratan kült bir iris parfümü Dior Homme’un da piyasaya çıktığı yıl... Evet, bu pazarın beklediği çiçeksi erkek parfümüydü!

    İlk olarak büyük reklam gücüne sahip olsa da hakkı teslim etmek gerek, Dior Homme koku DNA’sının Arpege Pour Homme’a göre daha özgün olduğunu söylemeliyim. Daha yoğun, cesur, şaşırtıcı bir iris yorumuna sahip Dior Homme adeta erkek parfümlerin seyrini değiştiren metroseksüel-maskülen bir parfüm. Bundan sonra bu yönde çıkan çoğu iris parfümleri hep ya Dior Homme’a benzetildi ya da onla karşılaştırıldı. Dior Homme artık kült, referans bir parfümdü.

    Lanvin PH bu çarpıcı, şaşırtıcı iris yorumundan uzakta gözüken, özgünlüğü tartışmalı, çizgiden uzak, yer yer sıkıcı kalabilen daha genel beğeni kokusu. Lanvin daha çarpıcı, özgün bir yorum getirebilirdi ya da belki koku profiline gizli bir x koku molekülü ekleyebilir, tüketicilerde soru işaretleri oluşturarak oluşturduğu aura ile şaşırtabilirdi. Ama bu şekilde rakipleri karşısında, yer yer heyecansız, sıkıcı ve sahip olduğu çizgisiz genel beğeni kokusuyla akılda iz bırakmayan doğal olarak da piyasada iz bırakamayan kokusuyla piyasada gürültü yaratmayan, silik bir koku olarak gözükmesi içten bile değil, değildi... Ve sonrası malum…

    "TÜM ÇİÇEKLER NEREYE GİTTİ?"

    Ayrıca eleştirel anlamda
    değinebilinecek
    önemli bir nokta da: Markanın çeşit açısında zengin çiçeklerden oluşan büyük koku mirasının parfümde "iris"in omuzlarının üzerine yıkılması, kokunun çiçeksi yönünün kontrasttan ve çok seslilikten uzak olması ve bu açıdan daha tek boyutlu kalması…

    Eğer bu kadar yükü irisin omuzlarına yüklemeyip teknik anlamda bir arpej olmasa da en azından çiçekler yönünden daha zengin ve cesur bir erkek parfümü tasarlansaydı hem özgünlük derecesi yükselebilir hem öldürücü Dior Homme rekabetinden sıyrılır; hem de çiçeklerin zarif çeşitliliğinin renkli sesinin duyulması için daha az volume’lü bir vanilya kullanılmasını gerektirebileceği için modern zamanlardaki vanilya bombası parfümlerin arasından da sıyrılmış olabilirdi.

    Biliyorum… Çiçek parfümleri tasarlamak zordur, üstelik bir de erkek parfümüyse! Bu, parfüm mağazalarını gezerken de farkettiğim, hissettiğim bir durum ve bu yüzden de ne zaman bir parfüm mağazasına gitsem hep o soru aklıma gelir, mağazadan çıkarken de kendimi ister istemez o soruyu sorarken bulurum. Bir 60'lar Fransız filmindeki diyalogtan ödünç aldığım bu soruyu ise bu sefer sahip olduğun koku hafızası sebebiyle sana sormak isterim Lanvin; sahi “Tüm çiçekler nereye gitti?"

    Click image for larger version  Name:	flowers.jpg Views:	1 Size:	38.4 KB ID:	182103
    Son Düzenleme Aryan; 18-10-20, 09:56. Tarafından yapıldı.

  • #2
    Hocam emeklerinize sağlık keyifle okudum cok bilgilendirici olmuş
    Her Kalp İçindeki Çiçeğin Kokusunu Verir.

    Yorum


    • Aryan
      Aryan Yorumladı
      Yorumu düzenleme
      Teşekkür ederim mmtmtlu1903 hocam, keyif almanıza sevindim.

  • #3
    Çok güzel bir inceleme ve yazı olmuş, kaleminize sağlık

    Arpege'in ancak Eclat versiyonunu koklayabildim ki bu muhtemelen Anne Arpege ile alakası olmayan bir koku. O siyah Arpege şişesine sadece bir kez Sevil'de rastlamıştım ama bitik ve spreyi de bozuk olduğu için miydi tam hatırlamıyorum koklayamamıştım. Bir de YR Voile d'Ambre'ın adı geçince, hiç kullanacağım bir parfüm olmamasına rağmen kokunun güzelliği nedeni ile almadığıma pişman olduğum aklıma geldi...

    Yorum


    • Aryan
      Aryan Yorumladı
      Yorumu düzenleme
      Teşekkürler Rayiha. Lanvin'in L'Oreal'e satılmasından sonra Arpege 1993 yılında tekrar tasarlandı. Tabii ilk örneğin kokusunu yakalamak maalesef imkansız ama ilginç bir şekilde hakkında iyi yorumlar mevcut, başarılı sayılabilecek bir geri dönüş olduğu konusunda yazılar var.

      YR Voile d'Ambre ise bilmediğim bir kadın parfümüydü ama Pescheux parfümleri arasında popülaritesi ve aldığı yorumlarıyla bayağı dikkatimi çekince onu da eklemek istedim. Senin yorumuna da bakılırsa yazdığım parfümlerin arasında ona da yer vermem isabetli bir seçim olmuş. Dumansı-balzamik bir koku gibi duruyor kağıt üzerinde...

    • Rayiha
      Rayiha Yorumladı
      Yorumu düzenleme
      Bu arada benim bahsettiğim Arpege'in kadın versiyonuydu Aryan. Voile dediğin gibi dumansı-balzamik ama aynı zamanda kadife gibi yumuşacık bir kokuydu.

    • Aryan
      Aryan Yorumladı
      Yorumu düzenleme
      Ben de kadın versiyonundan bahsetmiştim, siz bahsedince... Rayiha. Pour Homme, 2005 çıkışlı zaten.
      Son Düzenleme Aryan; 19-10-20, 13:12. Tarafından yapıldı.

  • #4
    Aşmış yazınız için teşekkürler..

    Benim erkek parfümlerinde en sevdiğim tarz olan meyvemsi (sebzemsi) çiçeksi maskülen akoru hem çok zordur hem kalıcılığı ve nota uyumu zor ötesidir..

    Keep up the good work..

    Yorum


    • #5
      Orjinal yazı sahibi: fragranceholic
      Detaylı ve hoş bir anlatım olmuş elinize sağlık.
      Bir dakika önce başka bir başlığa mesaj yazıp bir dakika sonra da bu başlığa bu mesajı yazmışsınız. Üstelik bu bir dakika içinde bu uzun yazıyı da okumuşsunuz. Bazen aynı dakika içinde yazılmış birden fazla mesajınız da var. Ya da bir iki dakika aralıkla yazılmış onlarca mesaj! Hepsi de bomboş mesajlar, yazdıklarınızın hiçbirisinin burayı okuyanlara en ufak bir katkısı yok. Yazdıklarınızı yazmasaydınız da hiçbir şey değişmezdi. Söyleyecek bir sözü olmadığı halde görünür olma peşinde olan, buraya içi boş bir yığın mesaj yazmakla vakit geçirebilecek kadar acınacak halde olanlar, benim forumlardan uzaklaşma sebebim. Hepsi de aynı yöntemi izliyor. Genelde başlığa yazılmış son mesajı okuyup o doğrultuda yuvarlak bir cümle yazıp sıradaki başlığa geçiyorlar. Mesaj sayısı artınca kimlik sahibi mi olunuyor? Ben forum yöneticisi olsaydım hiçbir uyarı, sorgu sual olmaksızın üyeliğinizi sonlandırırdım. Forum kültürü diye bir şeyden haberi olmayanların forumda bulunmasına da gerek yok. Neyse ki yönetici değilim.

      Yorum


      • #6
        Mesaj sınırı yok. İstediğiniz gibi forumu sabote edebilirsiniz. Birinin gelip forumun dengesini alt üst edecek gak guk içerikli sayısız mesaj yazması da basit bir durum dediğiniz gibi. Konuyu çok iyi anlamışsınız.

        Yorum

        İşleniyor...
        X