Başlangıcı keskin, orta ağırlıkta hayvansal gibi burun tırmalayan geçişler ile açılıyor New Sibet'in. Ferahlık var içten içe ama koku güzelliği olarak kaç kişi tahammül edebilir bilemiyorum Başlangıç aşamasına daha parfümsever gözle bakmak gerekir bu parfümün. Neyse ki orta kısımlar yaklaşırken bu "tırmalayan" kısmın etkisi hissedilir derecede yumuşuyor. Benim için asıl şov buradan sonra başlıyor. Tıpkı Ursa gibi, "başlangıcını atlatırsan kralsın" parfümü (bana göre). Ben hissettiğim notaları/kombinleri yazma taraftarı olduğum için, detaylı notalarına baktım ve hiçbir notanın, aslında olduğu gibi olmadığını farkettim! Orta kısımlarda deri devreye girmeye başlıyor mesela. Ama öyle benim şahsen beklediğim gibi bir deri değil. O kadar seviyeli, mesafeli, kendini bilen bir havada ki.. Süvet desem yeridir. Daha doğrusu deri başlayıp süvete giden bir yol.. Bir parfümü tarif edememeye başladığım zaman onu sevmeye de başlıyorum aslında
Özetle; deli bir başlangıcı olan (ya sev, ya terk et dercesine), orta kısımlardan itibaren derinin ön plana çıktığı (ilerledikçe süvete yaklaşan, yumuşak bir hale bürünen), birkaç adım daha gittikten sonra konfor kokusuna dönüşen ve bu geçişleri hızlı yapan, sonlarında da olsa kokunun derinliğinde her daim hayvansal notayı hissettirebilen (sonları Antaeus'a da benzetebilirsiniz, ben ondan esinlendim biraz), "Slumberhouse'un kokuları rafine, ama çok düz seyrediyor" algısını benim için yerle bir eden (bu da çok rafine, notalarda kaliteli şeyler/tatlar var), Tiziana Terenzi Ursa ile birlikte bu tarzda en sevdiğim ikinci parfüm olma şerefine nail olan kokudurlar kendileri
Değerli bir arkadaşımın (Anofta) da bahsettiği gibi, ortalarda ortaya çıkan deri ve süvete giden yolculuğu için, evet! yün içlik hissi yaratmadı değil
Performans için şunu söyleyebilirim ki (10 üzerinden oylar isek);
Kalıcılık: 8
Farkedilirlik: 9
Koku Güzelliği: 8 (Çok çok göreceli evet. Ama bu tarz çalışmaları sevenler denemeli)
Yorum