Başlangıcı çok köşeli Iris Cendre'nin. Birkaç çiçeği sapıyla alıp elinde ezmiş ve sonrasında koklamaya başlamışsın gibi, ekşi ile acı arasında bir koku demeti. Tütün ve tütsüyü dört gözle beklerken, yaş iris gelmeye devam ediyor. Açılışındaki vahşilik neyse ki azalıyor. Hatta sonlarına doğru tam zıt şekilde konfor kokusuna dönüşmeye başlıyor. Konfor derken kokunun genel formunu kastediyorum. Başlangıcı etkileyici gelmedi. Sanki bir uyumsuzluk var. Ama sonrasında gelen uyum ve tütünün (ben tütsüyü hiç alamadım) verdiği yumuşak ve tatlımsı hava, uyumsuzluğu dağıtıyor ve tam tabirle kompozisyonu birbirine bağlıyor. Tütünü çekersek hepsi dağılacakmış gibi. Çiğ bir iris başrolde olmak üzere, çiçeksiler hala seçilebiliyor aralardan.
Her çalışmaya olduğu gibi buna da bir parfümsever olarak, kompozisyonu kendi içinde incelediğim zaman, başlangıcındaki bu uyumsuz gelen akorların nasıl bu kadar uyumlu hale geldiğini gözlemlemek gerçekten güzel bir deneyimdi. Bu sebeple Iris Cendre'yi kendi içinde çok başarılı buldum. Gel gelelim ki parfüm benlik değil. İris ihtiyacımı gidermedi desem çok da abes olmaz sanırım
Sevgiler..
Yorum