2007 Yılında parfüm piyasasına giren bir marka Kilian. Sahibi ise ünlü Hennessy konyaklarının varisi Kilian Hennessy. Kendisi bir parfüm tutkunu olduğu kadar, oldukça varlıklı bir ailenin de üyesi. İşte bu noktada hem aile işine de sadık kalıp hemde kendi tutkusunun peşinden gitmek amacıyla parfümlerin sihirli dünyasına atıyor kendisini. Nüfusunu ve şöhretini de yanına alarak, iyi parfümörlerle çalışıp en iyi tasarımcılara yaptırıyor şişelerini. Bunun arkasından önemli bir etken olan PR zaten kendiliğinden geliyor. Ama biz biliyoruz ki herşey iyi parfümörlerle çalışıp, şişesine önem vermekle ve PR ile bu sektörde tutunmak ve kalıcı olmak pek mümkün değildir. Önemli olan içindeki sıvının hikayesidir. Markanın en çok ses getiren parfümlerinden bir tanesi Straight To Heaven. Onun bu kadar ses getirmesinin sebebi her ne kadar doğru zamanda doğru bir iş olması olsa da parfümün kendisi ve enfes kokusu da en büyük etkeni.
Straight To Heaven'ı kalite hissiyatı oldukça yüksek, sedirin çiğ yeşil hissiyatını, paçulinin kremsi yeşil kokusunu ve Romun iç gıcıklayıcı seksi etkisini harika bir şekilde birleştiren lüks ve zengin hissiyatlı bir parfüm olarak betimleyebiliriz.
Straight To Heaven açılışında buruk, keskin, ve yoğun bir rom ile karşılıyor sizi. Bir müddet sonra daha çok kremsi tarafı ön plana çıkartılmış bir paçuli ve hafif tatlımsılık veren meyveler roma eşlik ediyor. Rom ilk açılıştaki kadar keskin değil parfümede boozy hissiyattan çok aromatiklik katıyor. Sedir ve kumkat işbirliği ile parfüm biraz daha yeşil tarafa göz kırpıyor. Bu noktada parfümün ismi aklınıza geliyor. Straight To Heaven yani cennete giden yol. Cennet bize her zaman tasvir edilen ve aklımızda oluşturduğumuz tabloda yemyeşil bir düzlük ilk baharda açan çiçekler ve yemyeşil ağaçlar değilmidir? İşte bu tasvire uyan bir koku profili çıkıyor karşınıza. Aklımızda canlandırdığımız cennet... Hafif aromatik içki notaları ve yine bu aromatikliğe destek veren baharatlar, kremsi ve pürüzsüz aynı zamanda canlı ve parlak yeşil notalar. Sanırım cennette gün batımının tasviri bu. Batmakta olan güneşin etrafa yaydığı kızıl ışıkların, yemyeşil düzlüklerde bıraktığı o enfes manzaranın tasviri.
Artık orta notaları terketmeye başladığımız anlarda parfüm odunsu yönü ağır basan tütsümsü bir yapıya giriyor. Bu kısmı biraz sentetik geldi bana hatta parfümün geneline hakim olsa biraz bayıcı ve sıkıcı olabilirdi. Ama orta notalarında ki o enfes ziyafet tüm eksi yönlerini kapatmaya yetiyor.
Bu parfümü kimler kullanabilir kısmına gelecek olursak, metropolit, modern, zengin ve dikkat çekmesini seven kişilere hitap edebilecek biraz çapkın, biraz karizmatik kişilere yakışacak bir parfüm. Unisex olarak geçsede maskülen tarafı biraz daha ağır basan ve erkek kullanımına daha fazla yakışacak bir parfüm.
Kalıcılığı ve farkedilirlği çok iyi diyemesemde bu tarzdaki parfümler için bir hayli yeterli seviyede. Özellikle sonbahar ve ilkbahar aylarına daha fazla yakışacağını düşünüyorum. Çok soğuk havalarda biraz pasif çok sıcak havalarda da ağır gelebilir.
Yorum