Tweet
Sonunda en sevdiğim notalardan biri olan Huş ağacının saf halini (katran olarak) koklama şansım oldu ve sizlere bir iki bişeyler yazayım dedim
çünkü bu ağaç hakikatten harika kokuyor. Tabii benim için çünkü bunu koklayan 10 insandan ancak 0'ı bu kokuyu beğenir
“bugün yine
huş ağacının altında oturdum
ağacı anladım
göğe doğru aşkla saçılan dalları
süt dişleriyle renkleri emen çiçeği
yapraklara doğru yükselen çığlığı
ağacı götüren uykuyu
ağaca götüren uyanıklığı
anladım..”
Evet, ufak ve güzel bir şiirden sonra bu ağactan biraz bahsedebiliriz
Latince cins adı Betula olan huş ağacının ülkemizde 5 türü bulunur; ve bunlardan sadece bir türü endemiktir. Dünyada ise 50 türü yayılış gösterir. Bu huş ağacının vatanı da Türkiye, Avrupa, Sibirya, Kafkaslar ve İran’ın kuzeyidir. Ömrü de 100-200 yıl civarıymış. Ve parfüm sektöründe iki türlü olarak kullanılıyor huş ağacı; birincisi katran haliyle ikincisi ise tatlı huş. Katran olanı parfümlerde sadece hoş bir hava vermesi için eser miktarda kullanılır (Vi Et Armis hariç
) , diğer huş ise bir koku notası olarak tam şekilde kullanılır. Ayrıca bir sürü de faydası varmış ama onları yazıp da sizleri sıkmak istemiyorum o yüzden biraz kokusundan bahsedeyim, bakalım nasıl kokuyormuş?
Efendim öncelikle sıvının rengine bayıldığımı söyleyeyim rengi bildiğiniz siyah, simsiyah ve oldukça yoğun. Kokusu ise sıvısının rengi gibi karanlık. Böyle dumansı, kasvetli ve tabiri caizse acı bir kokusu var. Mangal kömürü gibi. Kısacası yanık kokuyor ve kime koklattıysam yüzünü ekşitti (ben hariç, ben doya doya kokusunu içime çektim )
Bu kokuyu denememe vesile olan Mutlu Korkmaz beye teşekkürlerimi iletiyorum.
çünkü bu ağaç hakikatten harika kokuyor. Tabii benim için çünkü bunu koklayan 10 insandan ancak 0'ı bu kokuyu beğenir
“bugün yine
huş ağacının altında oturdum
ağacı anladım
göğe doğru aşkla saçılan dalları
süt dişleriyle renkleri emen çiçeği
yapraklara doğru yükselen çığlığı
ağacı götüren uykuyu
ağaca götüren uyanıklığı
anladım..”
Evet, ufak ve güzel bir şiirden sonra bu ağactan biraz bahsedebiliriz
Latince cins adı Betula olan huş ağacının ülkemizde 5 türü bulunur; ve bunlardan sadece bir türü endemiktir. Dünyada ise 50 türü yayılış gösterir. Bu huş ağacının vatanı da Türkiye, Avrupa, Sibirya, Kafkaslar ve İran’ın kuzeyidir. Ömrü de 100-200 yıl civarıymış. Ve parfüm sektöründe iki türlü olarak kullanılıyor huş ağacı; birincisi katran haliyle ikincisi ise tatlı huş. Katran olanı parfümlerde sadece hoş bir hava vermesi için eser miktarda kullanılır (Vi Et Armis hariç
) , diğer huş ise bir koku notası olarak tam şekilde kullanılır. Ayrıca bir sürü de faydası varmış ama onları yazıp da sizleri sıkmak istemiyorum o yüzden biraz kokusundan bahsedeyim, bakalım nasıl kokuyormuş? Efendim öncelikle sıvının rengine bayıldığımı söyleyeyim rengi bildiğiniz siyah, simsiyah ve oldukça yoğun. Kokusu ise sıvısının rengi gibi karanlık. Böyle dumansı, kasvetli ve tabiri caizse acı bir kokusu var. Mangal kömürü gibi. Kısacası yanık kokuyor ve kime koklattıysam yüzünü ekşitti (ben hariç, ben doya doya kokusunu içime çektim
)Bu kokuyu denememe vesile olan Mutlu Korkmaz beye teşekkürlerimi iletiyorum.
Yorum