Bazı parfümlerin anlatması güçtür. Size çok şey ifade eder ama onu kelimelere dökmekte aciz kalırsınız. İşte bunlardan bir tanesi Pekji Zeybek...
Parfümörü Ömer İpekçi'nin kendi anlatamıyla:
''Zeybek kendiyle barışıklık ve kibirsiz bir gurur ile alakalı, halden hale giren bir parfüm.
Kompleks bir yapısı var ve şişeyi bitirene kadar en az iki farklı karakterini sergileyecek.''
Ben bu iki karakterini size yorumlamaya çalışayım.
Salaş, basık, ahşap bir meyhanede, içeriye sinmiş içki kokusunun içinde, yüksek sesli ama aynı zamanda içten muhabbetin döndüğü bir ortamda, tahta sandalye ve masasında tek başına oturmuş, yılların vermiş olduğu yorgunlukla, ellerinde ve yüzünde buruşukluklar olan, mizacından gelen çatık ve uzun kaşları ve pos bıyığı, üstünde yıllar önce terziye diktirdiği kumaş pantolonu, ceketi boynunda kravatı ile yetmişli yaşlarda olan eski zamanların İstanbul beyefendisi...Elinde yarılanmış rakı kadehi, önünde beyaz peyniri,kavunu ile taş plaktan çalan bir Müzeyyan Senar bestesi olan Benzemez Kimse Sana’yı mırıldanıyor. Yıllar önce kaybettiği o gençlik aşkı ve tek sevdiği eşine kadeh kaldırıp, onu yad ederken gözünden bir kaç damla yaş akıyor. Ömrünün sonbaharında sevdiğine kavuşacağı günü bekliyor.
İşte bir tarafında böyle bir hikayeyi anımsatan bir beyefendi kokusu zeybek. Hem eskiyi hemde yeniyi içinde harmanlayan çok farklı ve özgün bir aurası olan bir parfüm.
İkinci karakter ise;
Ege denizinin kenarında, lavanta tarlası ve narenciye bahçelerinin arasında, yeşillikler içinde olan bir at çiftliği... Gün içerisinde kenter koşuları yapılmış, bir hayli terlemiş olan atlardan geriye kalan gübreleri temizleyen oldukça yorulmuş bir seyis;oturup yorgunluğunu atmak için bir kadeh sek rakısını koyuyor. Tabakasından tütününü çıkartıp sigarasını sarıyor. Masasına oturup, mehtaba bakarak bir yaz gecesini bitiriyor. Sabah kalktığında ise üstüne sinmiş bu akşamdan kalma kokuyla işine devam ediyor.
Bir tarafında bu şekilde hafif ama tatlı bir kirlilik bırakan bir koku zeybek. Ege’den esen tatlı bir rüzgar adeta...
Kompozisyon anlamında süper bir çalışma ve kompleks yapısıyla sizi hiç yormuyor. Tabiri caizse yağ gibi akıyor. Benzerine bu zamana kadar hiç rastlamadım ve rastlayabileceğimi de düşünmüyorum. Onun yaşadığımız kültürden gelen kendine has bir yorumu var. Bunu yaşamayan yapamaz...
Notaları açıklamaya çalışmayacağım çünkü bu parfüm notalarla oluşturulmuş bir sanat adeta. Bazen bir roman bazen de bir tablo...
Yorum