Bugün Hangi Parfümü/Kokuyu Denediniz / Test Ettiniz

[Kosovic]

Bu gün Makedon hoca ile buluştuk, birbirinden güzel, kendine özgü 5 parfüm çalışmasını getimiş denememiz için.
Harika işler, umarım bahtı açık olur, maalesef bu sektörde sadece kabiliyetli olmak yeterli olmuyor.
Forumda bu şekilde kabiliyetli ve bilgili bir arkadaşın olması da güzel bir şey.
Fırsatım olduğunda tek tek yorumlamayı düşünüyorum parfümleri.

[Abbathdoom]

L'Artisan Parfumeur Dzing!: 2 gündür test etmeme rağmen birkaç saat sonrasında kokusunu alamıyorum. Tek hissettiğim şey sabunsuluğu ve daha sonra kayboluyor zaten. Biraz daha zaman vermem gerek. Umarım istediğimi bulurum.

Etat Libre d'Orange Rien: Uzun bir arayış sonrasında deneyebildim Rien'i. Açıkçası beklentim oldukça yüksekti ve beğendiğimi söyleyebilirim. Açılışından sonuna kadar oldukça keyif aldım. Deri, aldehit ve tütsü hep birlikte insanı kucaklıyor. Kimyonu da unutmayalım. Pis bir atmosfer oluşturmakta üstüne yoktur. Endüstriyel yağ, yakıt vs. kokularına benzetildiğini çok okudum ve haklı olduklarını söyleyebilirim. Bu kötü bir şey değil benim için. Staj yaptığım yerlerde yağ, yakıt, metal vs. kokularını koklamak hoşuma gidiyordu ama elbette her zaman değil. Kirli atmosfere sahip parfümler denediğimde hep daha kirlisini merak ediyorum. Diğer versiyonunu da bulup deneyebilmeyi çok isterim.

Kinski Kinski: Açılışı cidden etkileyici. Ve yüzünüze BAM! diye çarpıyor resmen. Tanımlamak gerekirse hayvansal bir yeşil ya da yeşilin hayvansal hali diyelim. Beklediğimi bulduğum için de ayrıca mutluyum. Castoreum ve cannabis birlikteliği daha sonra vetiver dokunuşları. Ardıç ile çok aram olmadığı için kusra bakmayın. Onu biraz daha tanımam gerek. Atladığım çok şey vardır ama daha denediğim 2. gün. Hatta şimdi tazelemek için tekrar 2 fıs sıkıcam.

[cantona8]

Bu gün Makedon hoca ile buluştuk, birbirinden güzel, kendine özgü 5 parfüm çalışmasını getimiş denememiz için.
Harika işler, umarım bahtı açık olur, maalesef bu sektörde sadece kabiliyetli olmak yeterli olmuyor.
Forumda bu şekilde kabiliyetli ve bilgili bir arkadaşın olması da güzel bir şey.
Fırsatım olduğunda tek tek yorumlamayı düşünüyorum parfümleri.

Hocam bu da bizim Turkish Adam!

[Kosovic]

Mustafa hocam, Volkan hoca O ismi hak ediyor kesinlikle 🙂

[cantona8]

Ben de yorumlarimi paylasacagim. Gercekten de soyledigin gibi harika seyler

[cantona8]

Cuir Intense... Ciddi manada endüstriyel deri ve mazot ile açılıyor Çok tematik bir koku tipini, üzerimize giyilebilir formüle indirgemiş ve şişeye doldurmuş Guerlain! Sert mi sert... Maço mu maço... kirli mi kirli... Sakın serin veya soğuk günler dışında kullanıp insan içine çıkmayın! Ona uygun ortamı yaratıp keyfini sürün.

Öznel; Ben pek kullanabilirim gibi gelmedi. Ama favorim olmasa da çok beğendiğimi söylemeliyim.

Tütün, sedir ve osmanthus notalarından çok ümitliydim. Pek algılayamadım osmanthus haricini. Çok ince bir aroma var ve L'Ambre de Carthage deki gibi bir osmanthus kullanımı olsa gerek. Bunun dışında madeni kıvama yakın bir deri geliyor sadece. Burnum gümlemiş olabilir...

[Azzura]

Francesca Bianchi – Sex and The Sea: Açılışını yoğun şekilde ananas ve ambergis ile birlikte hafif bir Hindistan cevizi birleşimi ile açıyor. Hafif bir ölmez otu da hissettim. Parfümde bu üç nota oldukça yoğun ve kalıcı. Ölmezotu ise İlerledikçe kaybolurken parfüme sandal ağacı ve bolca mimoza çiçeği eklenmekte. Kullanılan Hindistan cevizi oldukça acımsı ve sandal ağacı ile biraz kremsilik katmış. Parfümde civet notasından bahsedilmiş derinlerden bir hayvansallık gelmekte ancak ambergisin rolünün bu ağırlıkta daha baskın olduğunu düşünüyorum. Birinci sınıf bir ambergis hissi. Hafif sucul (aquatic), earthy, hayvansal ve çiçeksi. Kompozisyon olarak bana denizden yeni çıkıp Hindistan cevizi kokulu güneş kremimi sürüp sıcak kumlara uzanıp güneşleniyormuşum gibi hissettirdi. Hayvansal nüanslar sevmeyenler için zor bir koku ama kesinlikle nota kalitesi çok çok iyi. Doğal nota sevenler ama ödden sıkılan oryantalist işlerden uzak oldukça modern ve tematik bir parfüm. Yine kendine hayran bırakan bir Bianchi Hanımefendi parfümü. 8,5/10

[Azzura]

Dusita - Erawan, farklı bir koku açılışı ve sonrasında yaşadığı değişim ile beğenimi kazandı. Biraz vintage tarzı kokulara benzer yeşil-aromatik hissiyatlı bir parfüm gibi. Markanın en sevmediğim işi oldu ama hakkını yemeyeyim doğal notalarla iyi işlere imza atmış. En kötüsü bile çoğu parfümden iyi gibi..6,5/10

[xPixa]

Guerlain Cuir Intense
Son splitten aldığım bu dekantı evde deneyeyim dedim. İlk yarım saati burnumun kokuya alışmasıyla geçmiş olsa bile sonrasında kaymak gibi bir deri ile karşı karşıya kaldım. Yumuşak, güzel ve aşırı zorlayıcı gelmedi bana. Sanki deri aroması içeren bir vücut kremi sürmüş gibi hissediyorum. Kremsi, kadife gibi bir deri gerçekten. Piyasadaki en naif deri kokularından biri olmuş bence. Böyle hissetmeme rağmen bu kokunun bizim toplumda güzel karşılanacağını ise düşünmüyorum. Elbette seveni çıkacaktır ama çoğu kişinin naptın sen hacı yağı mı sürdün bu ne koku böyle gibisinden tepki vermesine ise kendinizi hazırlayın derim. Kullanım mevsimi olarak sadece kış aylarına uygun olan bu kokunun yayılımı inanılmaz ötesi iyi. Dekant şişesinden sadece 2 fıs bileğime sıktım ve yaklaşık 3 saattir koku bileğimi hareket ettirdikçe sürekli burnuma geliyor. Burnuma geldikçe de Guerlain kalitesini hissetmemek mümkün olmuyor. Oldukça başarılı bir deri kompozisyonu, bravo Guerlain, bravo Thierry Wasser

[xPixa]

Guerlain Bois Mystérieux

Bayram öncesinde gerçekleşen son splitten dekant olarak aldığım bu kokuyu dün akşam evde öylesine deneyeyim dedim. Bileğime iki fıs sıktıktan sonra burnuma gelen ilk şeyler oldukça tozlu bir hissiyat uyandırdı. Bu tarzda daha önce pek koku deneyimim olmadığı için benzettiğim bir çalışma da olmadı. Kişisel olarak bu koku burnumda cızırtılı bir yapısı var gibi bir hissiyat uyandırdı. Cızırtılıyı nasıl tarif etsem sanki yıllardır kapağı kapalı bir köşede duran sandığı açmışım da o toz yığını burnuma kaçıp burnumu kaşındırmış gibi hissettim. Zaman geçtikçe daha bir aromatik ve odunumsu-balzamsı bir yapı ortaya çıktı bu kısmı daha çok hoşuma gitti. Yıllar önce piyasaya çıkan niş versiyonu ile ne derece aynı hiçbir fikrim yok ama bu versiyon designer şişesinde niş kalitesinde bir koku olmuş. Biraz deneyimsel ve aromatik bir koku olan bu çalışma performans olarak yayılım açısından ilk 2-2.5 saat oldukça iyi iken sonrasında tenime yakın gitti, kalıcılık ise yaklaşık 9 saat civarı sürdü. Farklı aromatik tarzda koku denemek isteyenler için bence mükemmel bir tercih olur. Mevsim olarak kesinlikle sonbahar ve kış kokusu. Bizim toplum için genel beğeniye kesinlikle uygun bir koku değil, iltifat almak için almayı düşünenler almasın. Kendiniz için soğuk günlerde sıkacağınız maço bir koku bu.

[cantona8]

Ben Songe d'un Bois d'Ete ye fazlaca yakın buldum. Bence Songe d'un Bois d'Ete daha iyi bir koku. Bois Mystérieux yumuşak yapısıyla tarz olarak biraz daha farklı tarafa kayıyor sadece. Ben ortalama seviyede beğendim.

[xPixa]

Doğrudur hocam ben Songe d'un Bois d'Ete‘yi hiç koklamadığım ve bu tarz çalışmalara pek aşina olmadığım için ikisi arasında bir karşılaştırma yapamadım

[cantona8]

Denk gelirseniz mutlaka deneyin hocam

[xPixa]

Ormonde Jayne Montabaco

Bayram öncesi splitten aldığım bu kokuyu hazır havalar biraz serinlemiş ve hafif rüzgar varken bugün ilk defa kullanayım dedim. Sabah 9'da dekant şişesinden boynuma 2 fıs sıktığım koku ilk sıkmamla beraber linear bir seyir gösterdi. İlk andan son ana kadar süetimsi bir baharat kokusu domine etti burnumu. Ama öyle böyle değil cidden mekanın sahibi benim der gibi burnumun sanki yanacağını hissettim bir an. Koku cidden çok şık, daha önce çok naif koku koklamışımdır heralde ama bu koku naiflikten de öte gerçekten şık ve karizmatik. Diğer birçok sitede de belirtilen Iso super-e kokusu nedir bilmiyorum ama ben sadece baharat kokusu aldım bu parfümde. İlk sıkmamdan itibaren koku burnuma aralıksız olarak 3-4 saat süreyle geldi. Yayılım aşırı iyi. Kalıcılık ise bileğime sıkmadığım için totalde ne kadar tenimde kaldığını bilmiyorum. Sonuç itibariyle baharatlı tarzda sıcak, elegant, dört mevsime uygun ve her kıyafetle neredeyse her ortamda kullanılabilecek bir koku arayanların mutlaka denemesi gereken bir koku Montabaco.

[xPixa]

Franck Boclet Erotic

Geçen gün forumda başlığı açıldığında yazılan konuyu okuduktan sonra merak edip Instagram üzerinden 5 ml dekant söyleyip dün denedim bu kokuyu. Yazıyı okuduktan sonra açıkçası beklentim yüksekti. Bileğime 2 fıs sıkmam sonucunda ilk yarım saat böyle oldukça kaliteli meyvemsi (hatta kayısı şeftali gibi yumuşak bir aroma) bir vücut kremi hissiyatı oluştu burnumda. Yarım saat sonunda ise kokunun ömrünün sonuna kadar sıcak bir vanilya kullanımı ortamı domine etti. Sipariş vermeden önce fragrantica'ya baktığımda kunduz yağı (castoreum), amber ve deri notalarını görünce aklımda direk Initio Absolute Aphrodisiac gibi bir koku canlandı fakat Erotic ile o kokunun uzaktan yakından hiç alakası yok. Erotic'te vanilya dışında hiçbir notayı tek tek ayırt edemedim. Parfüm ilk yarım saati dışında ömrünün sonuna kadar vanilya egemenliğinde tekdüze gitti. Ama parfüm çok yumuşak. Sanki sizin bir parçanız gibi vücudunuzdan gelen bir doğal koku gibi davranıyor. Neticede kişisel olarak bu parfüm beni çok etkilemedi. Unisex olarak belirtilmiş fakat oldukça feminen bir koku. Bence direk kadın parfümü olarak piyasaya sürülebilirmiş. Yayılım konusunda da ilk yarım saat dışında tenime oldukça yakın gitti. Kalıcılık ise 10 saat civarında oldu. Kişiyi baymayan sıcak bir vanilya kokusu arayan bir kadınsanız bence bu kokuya bir göz atın derim

[PPBurn]

Ck Obsession Men Vintage




Efsanemiz harika bir tozlu-tatlı, içinde bergamotun ekşiliğini de barındıran, kapsamlı bir citrus akoru ile açılıyor. Portakalından mandalinasına, limonuna kadar bir çok turunçgil barındırıyor bu kısım. Günümüz citrus açılışları aksine, daha kabuksu bir citrus karakteri barındırıyor CK Obsession ın açılışı. Diplerden gelen Karanfil Çiçeğinin tiz, hafif herbal hayvansal ve maskülen havası ile citrus akoru birbirine girince Ck Obsession’ ın açılışı tam bir eski kafa aromatiğe dönüşüyor. Çok geçmeden Obsession’ ın imzası olan, çekilmiş pudramsı türk kahvesi kıvamında, yumuşak ve dolu dolu tarçını hissediliyor. Artık tarçın içinde tatlı kabukları hissedilen, erimiş citruslar ile bu harika tarçının birleşimi, ufak bir gül ambiyansı yaratmakta, ama onun ne olduğuna daha sonra geleceğim. Karanfil çiçeğinin yerini alan diğer bir maskülen, yumuşak Lavanta ile çok çok ufak bir sabunsu karakter de hissedilmekte. Lavanta ile daha kremsi bir yapıya taşınıyoruz. Obsession ın kalbine iniyoruz, sakızsı, kirli, sıcak ter kadar azıcık animal tatlı bir misk ve tozlu, sönmüş tütsü kıvamında, dumansı denemeyecek kadar dumansı, dolgun vanilyamsı, sütsü harika bir sandal ağacı beliriyor. Açıkçası kokladığım en iyi sandallardan. Orta kısımdan itibaren odunsu, oryantal hatta gourmand takılıyor Obsession. Saatler sonra ise bu bahsettiklerim sakin bir şekilde tene oturuyor, ortaya harika bir kehribar çıkıyor. Koku boyu hissedilen tarçının tatlılığı ve sıcak baharatsılığını, bahsettiğim tarçın ve eriyik citrusların yarattığı ılık gülsü şerbetsi, reçinemsi havayı, miskin tatlı kirli sakızsı animalliğini ve sandal ağacının vanilyamsı tatlı odunsuluğunu döküm potasında eritip önünüze gerçekçi bir amber yorumu döküyor Obsession. Gerçek bir kült. Musc Ravageur ve aklıma gelmeyen daha bir çok kült esere ön ayak olmuş, gerçek bir kült. Kült gibi kült

[Azzura]

Frank Boclet - Ashes: İlk sıktığım an Amouage markasından memoir man i anımsatan yeşil kremsi bir his ile beraber yayılan tütsü kendini göstermekte. Sonrasında parfüm ilerledikçe sedirden gelen odunsu his ve ferahlık, karanfilin karanlık ve dominant karakteri ile birleşmekte. Bu yönü ile bana biraz Jubilation XXV'i de anımsatmadı değil. Kesinlikle çok gözardı edilmiş, nefis karanlık bir iş. Bu markanın şu ana dek denediğim en iyi işi diyebilirim. Sonrasında Just gelmekte. Tütsü sevenlerin kesinlikle kışın denemesini öneriyorum. 8,5/10.

[xPixa]

Frederic Malle Musc Ravageur

Beymen'de satış görevlisinin ısrarı sonucu kokuyu kolumda denedim.Aslında ilk defa koklamadım bu kokuyu, hobiye yeni yeni başladığım ilk zamanlarda yine Beymen'de koklamış ve bu nasıl bir koku kim bu şekilde kokmak ister demiştim. Zamanla beraber değişik çalışmalar koklaya koklaya burnum artık biraz tecrübe kazanmış olacak ki Musc Ravageur inanılmaz hoşuma gitti. Sonrasında da zaten Altuğ hocamdan direk dekant aldım. Açılış itibariyle keskin narenciyelerin oluşturduğu bir ferahlık var parfümde ama bu kısım oldukça kısa sürüyor; yaklaşık bir dakika kadar. Sonrasında ise o hayvansal tatlılık ortaya çıkıyor. Bu kısım aslında bana hayvansaldan ziyade kirli olarak geldi. Hani efor sarfedip çok terler ve kendinizi pis kirli olarak hissedersiniz ya işte aynı öyle. Ama bu kirlilik vanilya ile birleştiğinden dolayı benim burnuma oldukça sexy geldi. Parfümün yapımcısı Maurice Roucel zamanında verdiği bir röportajda bu kokuda aslında hiç misk olmadığını, kokunun hayvansal bir oryantal olduğunu söylemiş (röportajın linkini aşağıya bırakıyorum). Bu kirli tatlı kısım tenimde yaklaşık 3 saat devam ettikten sonra yerini kuru ve sıcak baharatımsı bir yapıya bıraktı. Bu baharat kokusu çok tanıdık gelmesine rağmen ne olduğunu çıkaramayıp notalara baktığımda karanfil olduğunu gördüm ve "evet yaa karanfil bu" dedim kendi kendime. Karanfil üzerine bir tutam da tarçın eklenmiş. Parfüm geri kalan ömrünü karanfil ve tarçın birlikteliğinde tamamladı. Performans açısından değerlendirdiğimde yayılım ilk yarım saat kol boyu mesafesinde, sonraki 2-3 saat yarım kol boyu mesafesinde ve geri kalanında da ten kokusu olarak devam ederken kalıcılık totalde 9-10 saat civarında oldu. Sahip olduğum dekant muhtemelen yabancı forumlarda da konuşulan reformülasyon geçirmiş versiyon. Önceki versiyonları hiç koklamadım, forumlarda söylenilen eskiye göre o hayvansal kısmının oldukça baskılanmış olduğu yönünde. Bu hali özellikle benim gibi burnu yeni yeni kirli kokulara alışan bir kişi için giriş seviyesinde bir başyapıt olarak değerlendirilebilir. Özellikle ülkemizin toplumunu da düşündüğümüzde hayvansallığın daha ön planda ve daha güçlü yayılıma sahip olması çevrenizdeki kişiler tarafından " ahır gibi kokuyorsun" söylemlerine maruz kalmanıza sebep olabilirdi. Mevcut formülasyon çok dengeli ve yakın ilişki kokusu olarak tanımlayabilirim. Musc Ravageur'un siyahlar içerisinde deri ceket, tshirt ve kot pantolon ile gece eğlencesine gittiğinizde terlemeniz ile inanılmaz bir birleşim yaratacağına inanıyorum.

Maurice Roucel röportaj linki: https://www.cafleurebon.com/cafleure...e-parfum-draw/

[Abbathdoom]

Tauerville Vanilla Flash: Ters köşe oldum sanırım. Önceden denediğim tütün-vanilya parfümlerinden oldukça uzak ve güzel bir yerde. Tütün-vanilya birlikteliğine eşlik eden gül o kadar güzel işlenmiş ki oldukça beğendim. Guerlain Encens Mythique ve bu parfümden sonra güle karşı hafiften ısınmaya başladım. Büyük ihtimal şişeli olarak almam ama dolabımda her zaman 5 ml olarak bulundurmak isteyeceğim tarzda bir parfüm. Ayrıca bu parfümü benimle tanıştıran pomak hocama çok teşekkür ederim.

[xPixa]

Parfums de Marly Nisean

Geçtiğimiz haftalarda pek çok kokuyla denediğim bir kokuydu aslında Nisean. Fakat kafamda satın almak gibi bir düşünce olmadığından öyle alelade bir biçimde koklamıştım. Bugün ise sanki alıcı gibi deneyip test etmek istedim. Koluma 2 fıs sıkmam sonucu açılışı ferah biberimsi bir yapıda gerçekleşirken bu evre çok kısa sürüp yerini paçuli tabanına oturtulmuş güle bıraktı. Gül kullanımı öyle çok baskın değil, gül olduğunu tabiki hissediyorsunuz ama bangır bangır vurmuyor burnunuza. Zaten gül notası bir geçiş notası olarak kullanılmış parfümde. Yaklaşık 20 dakika sonra gül ortamdan uzaklaşırken yerini tütsüye bıraktı. Tütsü kullanımı bu safhadan sonra paçuli ile birlikte oldukça kuru bir şekilde ama bir o kadar da sıcak baharatlı rezin yapısında işlenmiş. Bu kokuda diğer Parfums de Marly kokularından alışılagelen o tatlı DNA hiç ama hiç yok. Son derece sıcak, kuru, odunsu ve balzamsı bir yapısı var bu kokunun. Bence bu parfümevinin birkaç diğer kokusuyla beraber gerçek niş ünvanını hakeden bir parfümü Nisean. Performans olarak ilk 2 saat yayılımı iyi iken sonrasında tenime yakın gitti. Bugün öğleden sonra 14 civarında koluma sıkmıştım, hala silik bir şekilde olsa bile kolumda kokmakta. Bu anlamda kalıcılığa 9-10 saat civarı diyebiliriz. Herkes tarafından beğenilecek bir genel beğeni kokusu olduğunu düşünmüyorum, seveni oldukça çok sevecektir ama sevmeyeni de ıyy bu ne böyle demez sadece ben beğenmedim bana göre değilmiş der. Ofiste, günlük hayatta ve gece kullanımına oldukça uygun bir koku. Mevsim olarak sonbahar/kışın yanına serin geçen ilkbahar günleri de eklenebilir. Bence tek negatif yanı çok uzun süre her gün kullanımı sonucu kullanan kişiye bir sıkılma gelebilir. Sonuç itibariyle Nisean bence bu markanın en az konuşulan ama en çok potansiyele sahip gerçek anlamda niş kokularından biri olmuş. Umarım belirli bir seviyede satış miktarına sahip olur ve piyasadan kaldırılmaz diye ümit ediyorum.