Duyuru

Çökme
Henüz duyuru yok.

Bugün Hangi Parfümü/Kokuyu Denediniz / Test Ettiniz

Çökme
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
Yeni Mesajlar

  • Click image for larger version  Name:	image.jpg Views:	22 Size:	1.38 MB ID:	168503Francesca Bianchi The Black Knight

    bazı parfümler vardır sunumları çok iyidir ama içleri boştur. Bazıları ise ucuz market parfümleri gibi sunum yaparlar ama içlerinde bir sanat eseri vardır. Bu parfüm de bana göre onlardan biri “bildiğim ya da algılaya bildiğim” kadarıyla anlatacak olursam. İlk sıktığımda iris geliyor. Biraz pudralı biraz kremsi. Ama oldukça güzel bir iris. Uzun bi süre bu hakimiyet devam ediyor. Tam yeter artık geçsin derken, iris çekilmiyor fakat deri ile birleşiyor. Buradaki deri daha çok süet gibi kullanılmış sanki. Temiz , kirli bir hissiyat vermiyor. Belki iris de bu hissiyatı veriyordur bilmiyorum. Hafif sabunsuluk var, vetiverden olsa gerek. Parfümde şu ana kadar bi tatlılık hissetmedim. Notalar arasında bal var fakat ben algılayamadım. Eğer bal farklı bir formda kullanıldı ise bilemem. Kısaca son derece kaliteli bir koku. Erkek kullanımı bayana göre daha az bence. Yayılım konusunda biraz sıkıntısı olduğunu diyebilirim.

    edit : son kısımlarda vanilya ile tatlılık geldi. Fakat sabunsu yapı yine kendini hissettiriyor. Kesinlikle fiyatını hak eden bir parfüm.
    Son Düzenleme mizansen035; 31-05-20, 02:48. Tarafından yapıldı.

    Yorum


    • Orjinal yazı sahibi: Makedon View Post
      Bugün hem bayram öncesi mini bir temizlik hem de taşınma falanı filanı için odamdaki kitap ve koku kütüphanesini düzenlerken; 38 yıl önce almış olduğum dekantlardan denemiş ama sonrasında unutmuş ve koklamamış olduklarımdan 3 Xerjoff’a yöneldim tekrardan..:

      More than Words; Rose d’Arabie’den iki yıl sonra çıkmış daha da evvelindeki Santal Majuscule’ye kaçamak bir bakış atıp ikisinden de araklamaya çalışmış ama bunu yaparken unutmuş ki; günümüzdeki 385.697 öd/gül temalı çalışmadan biri oluvermiş çalamayaraktan...
      Beş para etmez ama kallavi fiyatıyla tecrübesiz müşterilerin cebindekileri çalarak yukarıda yapamadığı hırsızlığı bu şekilde telafi eder.

      Naxos; ah be yavrum ah be çocuğum... ben diyeyim 10 sen de 15 sene evvel ağabeyin Pure Havane limitli limitli kasıp kavurmamış mıydı ortalığı 5’te 1’i fiyatına hem de o zamanki haliyle senden çok daha rafine, güçlü ve kaliteli bir haldeyken..?
      Ayıp çok ayıp...

      Lira; olumlu ve olumsuz her haline tekrar tekrar aşık olunası bir kadın gibisin Lira!
      Hatırlamak ve unutmadığımı bilmek çok iyi geldi. Denk gelinebilecek en kaliteli vanilyalardan biri tabi hiç anlaşamadığım turunçgillerle uyumu da muazzam. Tatlılık dert değil çünkü o cüretkar fakat bir o kadar da şefkatli bir kadın. Çooooook evvelden daha gençken Lira’yı ilk kokladığımda içimden geçenleri de hatırladım bir anda: Modern zamanların feminen Jicky’si...
      10/10.
      @makedon’a katılıyorum ekleyeceğim bişey yok
      ekleyeceklerim olsa da yazacaklarım bu güzel anlatımın yanında sönük kalır

      Yorum


      • TT kirke ; Güllü parfümler arabik , oud ağır gelebilir Tatlı gourmand kokular Bayar mide bulandırır bazen. ya da hayvansal-deri vs kirli kokup rahatsız eder . Hepsini anlarım da meyveli parfümü bu hale getirmeyi nasıl becerdiniz.
        Kalıcılık,farkedilirlik efsane ama “Bana ne Amerika’dan”

        korkutmasın genel beğeniye uyabilir. Uzaktan hoş gelebilir . Tropik meyveli miskli koku. Yazlık kokularda minimalistlik bekleyenler uzak dursun.
        Son Düzenleme Cakalcarlos; 31-05-20, 02:06. Tarafından yapıldı.

        Yorum


        • mizansen035
          mizansen035 Yorumladı
          Yorumu düzenleme
          O kadar övgüye rağmen boş mu. En çok övülen ve meyveli parfüm olarak tavsiye edilenlerde lider neredeyse.

        • Cakalcarlos
          Cakalcarlos Yorumladı
          Yorumu düzenleme
          Benimki şakayla karışık tarifi oldu . Yazlık meyveli parfüm tanımıma uymadı.

        • Marmaris büfe
          Marmaris büfe Yorumladı
          Yorumu düzenleme
          Uzaktan hoş geliyor tam doğru tespit.

      • Min NY - Dune Road.. Tuzlu bir patlama ve çılgınlar gibi biçilmiş çimen kokusu. Denize yakın yazlık bahçesinde öğleden sonra çim biçilmiş, deniz de Ege olabilir, aşırı tuzlu değil, yosun kokusu da pek keskin değil. Sonrasında ise tuz oldukça geri çekiliyor ve çim-yosun karışımı bir birleşimle yol devam ediyor. Yosundaki o yumuşak, çimle karışmış halden hoşlandım. Yayılım tuzun geri plana geçmesinden sonra zayıf, kalıcılık fena değil. İyi yazlık ama o kadar, belki fazlasını da beklememek lazım.

        Beğeni: 7.5/10
        Performans: 7/10

        Yorum


        • Azzaro Chrome Aqua: 28 yıllık hayatımın tüm dönemlerinde yaşadığım şehirlerde aradığım temel kriterin denize kıyısı olmasından mıdır bilinmez aquatic kokulara karşı zaafım var. Azzaro Chrome Aqua'da baz modeline göre çok daha keyifli bir çalışma olmuş. Narenciye ve elmayla açılış yaparken yeşil ve deniz temasını da arka plandan hissediliyor. İlerleyen saatlerde deniz kokusu ile greyfurt önderliğinde doğal olmayan fesleğen ve yeşil temalı ayırt edemediğim bir harman parfümü tanımlıyor. Fiyatının ucuz olduğunu düşünürsek benim gibi deniz, okyanus veya marine temalı kokuları sevenler için denemeye değer olmuş. Kalıcılık ve yayılımı yüksek değil ama yaz sıcağında fiyat avantajıyla bol bol sıkılabilir.
          Ekli Dosyalar
          Son Düzenleme UmuTzn; 03-06-20, 14:37. Tarafından yapıldı.

          Yorum


          • Serge Lutens Jeux de Peau

            Evdeki fırında kızarmayı, kabarmayı bekleyen poğaça, kek, kurabiye. Un, şeker, tuz. Üç beyaza dair her şey. Poğaça ev yapımı olduğu için köşelerindeki boyut uyumsuzluklarından dolayı oluşan kalın kenarlarda toplanan aşırı yağ ve diğer etli kısımlarına oranla daha kızarmış olan kısmın koyu ve sert tonları. Muhtemelen bu kısmın poğaçanın zemini olan yağlı kağıt üzerinden spatula ile derin girilerek alınması gerekecek. Ayrıca bu poğaça beyaz susamlı. Bunun yanında; İngilizler için Beş, Türkler için Pazar günü 3 olan çay saatine yetiştirilmek için biraz aceleye gelmiş ve fırından erken alınmış, ağıza atıldığında homojen olmayan çiğ hamur ve un tatları içeren, havuçlu meyvemsili kek. Muhtemelen kek kalıbını iş bittikten sonra bir müddet sıcak suda bekletmek gerekecek. Ve bunlara ev sahipliği yapmış fırının fanından gelen sıcak hava.

            Notalarla birlikte okumanın anlamsız olduğu bir koku olmasına rağmen bahsettiğim yağlı kısımların ve beyaz susamların yerini florale yakın bir hindistan cevizinin tuttuğunu ve yumuşak meyveli nüanslarıyla bana annemin keklerine tatlandırıcı olarak kattığı meyve sularını hatırlattığını da eklemeden geçemeyeceğim. Bu arada açılışındaki sivri kısmın House of Matriach She’ ye fazlaca ilham olduğunu da düşündüğümü de söylemeden edemeyeceğim. İki kokuyu da deneyenlerden ufak bir yorum bekliyorum bu konuda.

            Çok beğendim bunu.

            Yorum


            • PPBurn
              PPBurn Yorumladı
              Yorumu düzenleme
              😂😂 Fazlasıyla beğendim Said Hocam. Daha gerçekçi buldum açıkçası. Evde hazırlanan şeyler bilirsiniz biraz ayarsızdır. Her zaman harika sonuçlar vermez. Aktarmaya çalıştığım noktalarla birlikte daha gerçekçi bulduğum için ve beni hafızamda hiç canlandırmadığım, ama oralarda bir yerlerde bulunan görüntülere ulaştırdığı için beğendim Jeux de Peau’ yu

            • İbrahim20
              İbrahim20 Yorumladı
              Yorumu düzenleme
              Jeux de Peau yazısını okurken bile ağzım sulanıyor, ne kadar sevdiğimden bahsetmeye gerek yok sanırım Meyve suyu tanımınız ilginç geldi ama ben hiç meyve kokusu almıyorum. Ben daha çok bisküvimsi bir koku alıyorum.

            • PPBurn
              PPBurn Yorumladı
              Yorumu düzenleme
              Bilmiyorum İbrahim Hocam, yumuşak mayhoş meyveli bir yön de çarptı bana

          • Atkinsons Pırates Grand Reserve.

            Yorum


            • Givenchy Ysatis

              Yağlı, çiçeksi ve hafif pudramsı bir şekile açılış yapıyor. Ardından ylang ylang ve beyaz çiçekler, parfüm tatlı ve kremsi kokmaya başlamadan önce birkaç saat kokuya hakim oluyor. Sonunda sütsü diyebileceğim bir yumuşaklıkta olan vanilya ve sandal ile veda ediyor. Çok beğendim, no5 sevenler buna da şans tanısın derim.
              Son Düzenleme İbrahim20; 06-06-20, 19:49. Tarafından yapıldı.

              Yorum


              • Phuong Dang The Calling

                Parlak karamelize şeker, şeftali suyu, kadife temiz tatlı ve cıvıl cıvıl aldehit yada çiçeklerle Thierry Mugler Angel’ a ufak bir selam vererek açılıyor. Çok geçmeden hissedilen ve kokunun ana rolü olan puro tütünü Angel’ vari açılışa katılıyor. Buradaki tütün de tanıdık. Evet, Pure Havane tütünü bu, fazlasıyla aynılar. Aşağı yukarı 20 dakika kadar süren bu “Gurmelere Saygı Kuşağı” sonrası asıl oyun başlıyor. Kuruyup çikolatalaşan puro tütünü ve akabinde hissedilen fazlaca kuru tensel hafif tatlı tozlu baharatlarla ayrı bir temaya taşınıyor. Açılışta neredeyse Thierry Mugler sentetikleri ile birebir olan yapay histen neredeyse eser yok. Şeftali suyu hissinin de kuruyup tütün eksenine yerleşmesiyle hissedilen sıcak azıcık boozy hava ve tensel baharatlar ki aralarında en çok hissedilen Bertrand Duchaufour ile bütünleşmiş lezzetli, buruk kabuksu kakule ile kendi özgün gurmeliğini yaratıyor. Cıvıl cıvıl açılışın ardından bu düşüş için fazla olmasa da hafif karanlık bir gurme yakıştırması yapabilirim. Kuru, tensel baharatlara gömülen ve artık çok da hissedilmeyen çikolatalı puro tütünü ile net anlayamasam da belki kuru misk olduğunu düşündüğüm gövde ile tenden uçuyor.

                Açılışında barındırdığı Angel ve Pure Havane hareketleri ile “Hayır olamaz, bu olamaz.” dedirtse de daha sonra onların ufak bir selam olduğunu göstererek ters köşe yapan bir Bertrand Duchaufour kokusu The Calling. Milad ve Kült gurmelerin şıngır şıngır, cıvıl cıvıl temaları alınıp daha sonra onların burkulması durumu. The Calling bana İndie, Chillwave gibi müzik türlerinin son zamanlar olmazsa olmazı haline gelmiş gitarlar ve synthesizerlarla bolca kullanılan Tremolo efektini hatırlattı. Bu müzik türlerinde kullanılan akor ve melodiler bu efekt olmadığında gayet şıngır şıngır, neşeli şeylerdir. Fakat bu efekt işin içine girince anlamsız, güvensiz ve karanlık saykodelik bir rüya, hayal hissi oluşturur. Evet benim gözümde de The Calling ile Duchaufour eski gurmelerin belirgin özelliklerini alıp bu efekt ile tekrar yorumluyor. Yani umarım öyle bir şey amaçlamıştır.


                Son Düzenleme PPBurn; 06-06-20, 20:15. Tarafından yapıldı.

                Yorum


                • PPBurn
                  PPBurn Yorumladı
                  Yorumu düzenleme
                  Bu fiyatlara sanki daha büyük hikayeler vardır gibi Mustafa Hocam

                • cantona8
                  cantona8 Yorumladı
                  Yorumu düzenleme
                  Himm. Fiyatini bilmiyordum. Simdi arastirdim Düşündürdü bi an (300$)..

                • PPBurn
                  PPBurn Yorumladı
                  Yorumu düzenleme
                  Çok da düşünmeye gerek yok bence Mustafa Hocam

              • # Montale Bakhoor #

                Tütsü, olibanum (günnük), sandal ağacı, ağaç reçineleri, odunsu notalar... Bakınca ne güzel duruyor değil mi? Montale! Beni bir çırpıda yere yapıştır bi kere de... PdM Nisean ile çok benzeyen açılışı ile tam yerden yükselmeye başlamıştık ki, durdukça kuruyan ve sanki beyaz misklerle yumuşatılmış Ajmal'ın Wood'lu serisindeki sentetik odunsular gibi, hatta Black Afgano'nun, onun sevmediğim son kısımları gibi bir koku vermeye başladı ve çakıldık. Olsun bu da bir şey. Güçlü koku yapmış her zamanki gibi. Tenimi ne zaman salar bilmiyorum ama şu anki koku "ehhh". Yaşandı, bitti! Saygısızca... Çok yermeyeyim de yeterli bir koku değil yani. Ben o içeriği görünce "şişeli alınacak bir efsane mi geliyor?" diye beklerken, kabahatin hasını orada işlemişim. "Başlangıcı sert, kuru ve boş reçineli başlayan, daha sonra o kısımdan hevesimi alınca yumuşayacak olan, sabunsulaşan, uysallaştırılmış ve dizginlerini elimde tutabileceğim bir odunsu arıyorum" kokusu. Çak bi beşlik Pierre Montale! Oyee...
                Son Düzenleme cantona8; 10-06-20, 19:46. Tarafından yapıldı.

                Yorum


                • Bruno Fazzolari - Corpse Reviver

                  Kimyon, Şeftali ve Şeftali Suyu, Kahve(Hem Latte Hem de Filtre, Hem de Yeni Çekilmiş Kuru Kahve), Parlak, Kristalize Şeker Taneleri ve Yanık Yapışkan Karamelize Şeker, Bitter Çikolata, Kimyonla gelen tozlu plastiğimsi kuru deri, Big Babol Sakızı ve Ağızda Patlayan Şeker.

                  Notalarına bakmadan kör denememde bana çağrıştırdıkları bunlardı, gerçi notalarına baktıktan sonra da o piramitteki hiçbirini çağrıştırmadı bende. Bu ilk denemeydi, devam edeceğim. Sanki Jeux de Peau’ dan bir şeyler var gibi de hissettirdi bana, bilmiyorum. Nefis bir gurme, bayıldımm. Tekrar deneyeceğim!

                  Yorum


                  • # Parfum d'Empire Azemour Les Orangers #

                    Marc-Antoine Corticchiato... Gerçekten kalbur üstü işlerin adamı. Luca Turin'in de yanılmıyorsam son kitabında 5 yıldız vererek onurlandırdığı, bol citruslu, karakteristik bir meşeyosunu ile aromatikleştirilmiş, benim tarzından ötürü en çok Christopher Street ile benzeştirebildiğim bir eser. Açılışında citrus ailesinin hemen her ferdi bulunuyor. Açılış gerçekten muazzam. Çok, çok, çok pahalı bir kolonya dökülmüşçesine rafine. Bu kısım hafifçe etkisini kaybedip parfümün karakteri ortaya çıkmaya başladığında garip bir şekilde ve her defasında "sanki tenime sigara dumanı üflemişim ve üstüne kalite bir limon kolonyası dökmüşüm" gibi kokuyor. Bu kısım bana müthiş erkeksi ve karakterli geliyor. Muhtemelen meşe yosunu ile saman ve servi kullanımı işi değiştiriyor. Çünkü içerisinde tütün ya da dumansı bir nota bulunmuyor. Parfüm uzun bir süre bu şekilde kokusunu yayarak 2 saat içerisinde tamamen tene yerleşiyor. Boyun bölgesine fazlaca sıktığım zamanlarda, hafif terleme ve nemlenmeyle tekrar yayılmaya başlıyor. Ara ara burnuma vurarak mest ediyor. Ama kuru bir ten veya kıyafet üzerinde çabuk sönüyormuş gibi de algılanabiliyor bu durum. Performans olarak, parfümü kullanma şekliniz ve uyguladığınız yer çok önemlidir. Bu parfüm de ten ve yer seçiyor. Parlak, gerçekçi, lezzetli narenciyelerden-citruslardan tutun, narenciye ağaçlarına kadar uzanan bir akşamüstü yolculuğu gibi. Bu arada Azemmour (Fas)'da bir portakal bahçesi manzarası kokusu gibi bir şeyden bahsediliyor tanıtımında. Dediğinin de hakkını vermiş! Bugüne kadar kullandığım en karakter ve en iyi citrus kokulardan birisi.

                    Yorum


                    • Bugün sabahtan bu yana evde ve şu anda dışarıda rüzgarlı bir ortamda bana gelen örneklerden nispeten daha kolay ve çekilir bulduğum Tauer markasının L’air du Desert Marocain adlı parfümünü test ediyorum bir taraftan da parfüm içeriklerini listeleyen ve yorumlar yapılan yine kuzenimden öğrendiğim Fragrantica adlı siteden neymiş ne değilmiş diye anlamaya çalışıyorum 🙂
                      Parfümün kokusundan ilk olarak dikkatimi çeken şey oldukça katmanlı ve sıcak baharatlar içermesi oldu ve daha önceden de uzunca kullanıp ne olduğunu ayırt edebilecek kıvama geldiğimi düşündüğüm Dreamer Versace ve Egoiste ile baharatların ne olduğunu aşağı yukarı anladım sanki fakat Tauer’de bu düzen çok daha derinlikli ve kaliteli sanki. Daha sonra da eskimiş ahşap kokuları kremsi bir his yakaladım bu andan sonra parfüm çok daha keyif vermeye başladı ve şu an rüzgarla hoş bir tatlılıkla burnuma geliyor ve bu oldukça hoşuma gidiyor. İçeriğine baktığımda amber gördüm az ingilizcemle anlayabildiğim kadar buna klasik amber parfümü diyen kullanıcılar da olmuş fakat ne yazık ki amberin nasıl koktuğunu tam olarak bilemediğim için bir şey yazmak istemedim.
                      Son olarak şu an bulunduğum mekanın tarihsel dokusuyla da hoş bir uyum sağladığını belirtmeden geçemeyeceğim çünkü şu an sahaflar, baharatçılar, antikacılar ve nargile kafelerin kuşattığı bir lokasyondayım. Çok beğendim 🙂

                      Yorum


                      • Birkaç gündür elimdeki örnek paketini karıştırırken ve denerken Tauer markasının elimdeki ikinci parfümü Lonestar Memories ve burada paylaşımı yapılan Lartisan markasının Dzing kokularını gördüm, sevindim ve denedim. İkisi de çok garip parfümler çünkü Tauer sürekli yanar vaziyette bir şeyler kokuyor diğeri ise kokmuyor, koku aldığım anlarda da ıslak ve tatlı saman kokusu ile el kremi gibi yumuşak bir şeyler geliyor. Galiba problem bende bu niş denilen sınıftaki parfümlere alışana ve anlayana kadar.

                        Yorum


                        • Siz denemeyin diye bir parfüm denedim, acqua di gio profondo.
                          pek parfüm tecrübesi olmayan tek bir parfüm kullanmak isteyen birine parfüm önereceğim zaman acqua di gio profumo yada bleu de channel öneriyorum genelde. Aslında acqua di gio profumo benim koleksiyonumda da olan hiç kullanmadığım ama takdir ettiğim işlerden.absolu versiyonunu denerken de ufak bir umudum vardı.
                          Böyle tutan parfümlere flanker üretmenin amacı ana parfümün değerini daha iyi anlatıp onu daha çok satmak mıdır nedir anlamadım flankerdan yana yüzümün güldüğü çok az parfüm var.
                          Profondo açılışıyla tüketiciyi yakalamaya çalışan bir parfüm olmuş gibi açılışta mandarin çok parlak ve yoğun hissediliyor ilk koklayışta beğendiğimi söyleyebilirim metalik bir hissiyat ve bolca aquatic hissiyat biraz rahatsız etse de. Ancak on beş dk dan sonra prfüm içinde tütsü olmayan bir profumoya dönüşüyor daha az parlak ve bence daha az ferah, aquatic notalar çok daha yoğun hissedilir olmasına rağmen öyle yapay geliyor ki koku ferah hissettirmiyor kokladıkça koklayası gelmiyor insanın. Performans olarak da profumonun gerisinde muhtemelen ama ben beklemeden elimi yıkadım zaten.

                          Yorum

                          İşleniyor...
                          X