Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Mugla Sitki Kocman University
Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi
Cosmetic Products Application and Research Center
Feromon, canlılar tarafından salgılanan ve canlıların birbir-
leri ile iletişim kurmasını sağlayan kimyasal bileşikler olarak
tanımlanabilir. Hava yoluyla bulaşan hormonlar olarak da
adlandırılırlar ve çoğunlukla kokulu bileşiklerdir. Başka bir de-
yişle feromonlar, alıcı canlıların davranışlarını etkilemek için
salgılanır ve vücut dışı hormon olarak tanımlanabilir.
Örneğin; kraliçe arı, kovanın aktivitesini düzenlemek için sü-
rekli feromon salgılar. İşçi arılarda yabancı arılar kovanı tehdit
ettiğinde feromon salgılarlar.
Memelilerin, koklama mukozalarında feromon reseptörleri
bulunur. Alarm fenomonları, yiyecek izi feromonları, cinsiyet
feromonları ve davranış veya fizyolojiyi etkileyen feromonlar
olmak üzere birçok feromon çeşidi vardır.
Tek hücreli basit bir prokaryottan, kompleks çok hücreli ökar-
yotlara kadar tüm canlılar feromon salgılarlar. Bazı araştırma-
larda omurgalıların ve bitkilerin feromonlar vasıtasıyla iletişim
kurduklarına dair bilgiler mevcuttur. Koyunun onlarca kuzu
arasında kendi yavrusunu bulması da feromonlar ile ilgilidir.
Erkek ve dişi arasındaki meydana gelen çekim ya da itme de
feromonlar ile açıklanmaktadır. Örneğin erkekler tarafından
salgılanan androsteronun dişilere çekici görünmek amacıyla
salındığı düşünülmektedir. Dişilerin bu efektöre verdiği cevap
onun menstrüel siklüsüne göre değişir. Ovulasyon sırasındaki
hassasiyete bağlı olarak, kadınlar üzerinde farklı etkiler gö-
rünür. Ovulasyon zamanında androsteronun kadınlara daha hoş geldiği saptanmıştır.
Kokunun Algılanması
Koku, nesnelerden buharlaşan kimyasal tanecikler, yani mo-
leküllerdir. Taze çekilmiş kahve kokusu olarak algıladığımız
kokunun kaynağı, kahveye ait uçucu koku molekülleridir.
Buharlaşmanın yoğunluğuyla oluşan kokunun keskinliği
doğru orantılıdır. Taze bir kekin daha belirgin kokmasının
nedeni bayat keke göre daha çok koku molekülü yaymasıdır.
Isının etkisiyle koku molekülleri havada daha hızlı hareket
etmeye başlar ve geniş bir alana yayılabilirler.
Taş, demir, cam gibi maddeler ise oda sıcaklığında buharlaş-
madıkları için kokmazlar. Kokuya karakteristik niteliğini ve-
ren şey moleküllerin yapısal farklılıklarıdır. Örneğin, taze bir
yumurta ile çürük yumurtayı birbirinden ayıran şey, çevreye
yaydıkları moleküllerin farklı olmasıdır.
Koku algılaması, merkezi sinir sisteminde psikolojik ve fizyo-
lojik tepkiler uyandıran karmaşık bir süreçtir. Koku merkezi
amigdalaya yakın olduğu için kokular anılarla ilişkilidir ve
güçlü duygular uyandırırlar. Amigdala, koku alma uyarıcıla-
rının hedonik veya duygusal işlenmesine katılır. Koku, kon-
santrasyonumuzu bozabilir, verimliliği düşürebilir, semp-
tomları uyandırabilir ve genel olarak belirli bir çevre için
hoşnutsuzluğu artırabilir.
Koku, kişi, yer, yiyecek veya ürünlerin beğenilmesini etki-
leyebilir. Kokular tarafından hatırlatılan anılar, görsel veya
işitsel olarak sunulan ipuçları tarafından hatırlatılanlardan daha güçlüdür. Koku, yaşanılan döneme göre algılanır ve
daha sonra karşılaşıldığında davranış üzerinde yönlü etkiler
doğurabilir. Kokulu bir odada sıkıcı bir görev yapıldığında,
aynı kokunun varlığında yapılan sonraki işlerde de perfor-
mans düşer.
İnsanlar ve hayvanlar duygusal durumlarını vücut kokusu
değişiklikleriyle ifade ederler. İnsan vücudunun kokuları,
kişiler arası ilişkileri doğrudan etkiler. İnsan vücudunun ko-
kuları (feromonlar), anne bebek bağlanması veya yetişkin-
lerde partner seçimi gibi davranışların en önemli fizyolojik
nedenidir.
Koku yardımıyla, anneler çocuklarını ayırt edebilirken be-
bekler de annelerini diğer kadınlardan ayırt ederler. Anne
kokusunun bebekler üzerinde sakinleştirici etki yarattığı
görünmektedir. Vücut kokusu, sadece anne-bebek duygusal
bağını geliştirmez aynı zamanda çocuğun sosyal ve duygu-
sal gelişimini de etkiler. Vücut kokuları insanların arkadaş
seçimini de etkiler.
Parfümler, çekiciliği artırmak için kullanılırlar. Araştırmacılar,
parfüm alırken insanların vücut kokusu ile iyi etkileşime gi-
ren ürünleri seçtiklerini keşfettiler. Bir erkeğin kokusu, kadı-
nın onu seçmesi için kritik önem taşır.
Vücut kokusu, sağlık durumunun işareti olduğu gibi arkadaş
seçimi için de kritik bir uyarıcıdır. Çalışmalar, insanların ba-
ğışıklık sistemi ile ilişkili olan koku duyularını arkadaşlarını
seçmek için kullandıklarını göstermektedir.
Bir koku, uzaktaki bir hatıranın geri çağrılmasına sebep ola-
bilir. Kokuya ilişkin çoğu hatıralar genellikle insan hayatının
ilk on yıllık kısmından gelir. Koku uyandıran anılar genellikle
daha duygusaldır. Zamanla geri getirilmesi ise daha güçlü
duygular ile ilişkilidir. Genellikle diğer ipuçları tarafından
uyandırılan anılara kıyasla daha az düşünülmüştür.
Kokuların Hissedilmesi
Genellikle günün erken saatlerinde gül, akşam ve geceye
doğru yasemin ve hanımeli kokuları duyulur. Bunun nedeni
bitkilerin, böcekler, yarasalar ya da kuşlar gibi tozlayıcılarını
çekmeye çalışmasıdır. Etobur sürahi bitkisi gibi bitkiler ise
yiyeceklerini çekmeye çalışır.
Hanımeli ve yasemin bitkileri, tozlayıcı böcekleri çekmek
için kokularını kullanır. Bitki kokuları, tozlayıcıları tarafından
algılanılması için havaya karışacak şekilde uçucu olarak ta-
sarlanmıştır. Üretilen koku bileşikleri, uçuculuklarının yük-
sek olması için düşük moleküler ağırlıklıdırlar. Molekülün
büyüklüğü, tozlayıcıların organları tarafından tespit edilme-
sine uygundur.
Koku molekülleri sentezin gerçekleştirdiği yerlerden de etki-
lenir. Kokunun üretildiği yer, bitkinin polenleyicisini etrafına
çekmek ve yönlendirmek istediği yere bağlıdır.Zamanlama
Koku üretimi, enerji yoğun bir süreçtir. Kaynakların kullanı-
mını dengelemek için, bazı bitkiler günün sadece belirli za-
manlarında koku kimyasalları üretirler. Yasemin, polenleyi-
cileri olan güvelerin aktif olduğu akşam ve gece saatlerinde
koku üretir. Esinti tarafından taşınan kokunun türü zamana
göre değişir. Bu nedenle kokuların toplanması için hem za-
manının hem de nasıl toplanacağının bilinmesi önemlidir.
Yasemin, kadın parfümlerindeki kokuların %80’inden erkek
kokularının da %30’undan fazlasında kullanılır.
Bu Harika Koku Ne?
Havada kokladığımız kimyasallar uçucu organik bileşiklerin
ve düşük molekül ağırlıklı lipofilik sıvıların bir karışımıdır.
Uçucu organik bileşikler alkolleri, aldehitleri, ketonları, es-
terleri ve diğer çeşitli hidrokarbonları içerir. 90 farklı bitki ai-
lesine ait 1700’den fazla uçucu organik bileşik belirlenmiştir.
Tek bir çiçeğin, koku karışımı 100’den fazla bileşiği içerebilir.
Örneğin, hanımelinin bir türü olan Lonicera Japonica’nın
sarhoş edici çiçekleri 150’den fazla uçucu bileşiğe sahiptir.
Tüm çiçeklerde, belirli koku bileşikleri baskın olma eğilimin-
dedir. Örneğin, hanımelinin 150 uçucu bileşeninden en çok
bilinenleri linalol, (Z) -jason, (Z) -jasmin lakton, metil jasmo-
nat ve metil epi-jasmonattır.
Koku Alma Duyusunun Bilinçli Kullanımı
Koku duygusu, ürün pazarlamanın bir yolu olarak genellik-
le göz ardı edilir. Kokunun bilinçli ve kontrollü uygulanması
tasarımcılar, bilim adamları, sanatçılar ve parfümörler tara-
fından kullanılır. Ortamdaki kokuların bazı uygulamaları ku-
marhanelerde, otellerde ve yeni otomobillerde farkındalık
oluşturmak için uygulanır. Hastaların MR testinin klostrofo-
bik etkileri ile başa çıkmasına yardımcı olmak için bazı kan-
ser merkezlerinde vanilya kokusu kullanılmaktadır. Parfüm
kimyası uzun zamandır bu moleküllerden yararlanmak iste-
mektedir. Bu parfümlerin tasarımında feromonların cinsler
arasındaki çekimi etkilemesi fikrinden yararlanılmaktadır.
Yeni nesil parfümlerde feromon kullanılması uygun ve etkili olacaktır.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Mugla Sitki Kocman University
Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi
Cosmetic Products Application and Research Center
Feromon, canlılar tarafından salgılanan ve canlıların birbir-
leri ile iletişim kurmasını sağlayan kimyasal bileşikler olarak
tanımlanabilir. Hava yoluyla bulaşan hormonlar olarak da
adlandırılırlar ve çoğunlukla kokulu bileşiklerdir. Başka bir de-
yişle feromonlar, alıcı canlıların davranışlarını etkilemek için
salgılanır ve vücut dışı hormon olarak tanımlanabilir.
Örneğin; kraliçe arı, kovanın aktivitesini düzenlemek için sü-
rekli feromon salgılar. İşçi arılarda yabancı arılar kovanı tehdit
ettiğinde feromon salgılarlar.
Memelilerin, koklama mukozalarında feromon reseptörleri
bulunur. Alarm fenomonları, yiyecek izi feromonları, cinsiyet
feromonları ve davranış veya fizyolojiyi etkileyen feromonlar
olmak üzere birçok feromon çeşidi vardır.
Tek hücreli basit bir prokaryottan, kompleks çok hücreli ökar-
yotlara kadar tüm canlılar feromon salgılarlar. Bazı araştırma-
larda omurgalıların ve bitkilerin feromonlar vasıtasıyla iletişim
kurduklarına dair bilgiler mevcuttur. Koyunun onlarca kuzu
arasında kendi yavrusunu bulması da feromonlar ile ilgilidir.
Erkek ve dişi arasındaki meydana gelen çekim ya da itme de
feromonlar ile açıklanmaktadır. Örneğin erkekler tarafından
salgılanan androsteronun dişilere çekici görünmek amacıyla
salındığı düşünülmektedir. Dişilerin bu efektöre verdiği cevap
onun menstrüel siklüsüne göre değişir. Ovulasyon sırasındaki
hassasiyete bağlı olarak, kadınlar üzerinde farklı etkiler gö-
rünür. Ovulasyon zamanında androsteronun kadınlara daha hoş geldiği saptanmıştır.
Kokunun Algılanması
Koku, nesnelerden buharlaşan kimyasal tanecikler, yani mo-
leküllerdir. Taze çekilmiş kahve kokusu olarak algıladığımız
kokunun kaynağı, kahveye ait uçucu koku molekülleridir.
Buharlaşmanın yoğunluğuyla oluşan kokunun keskinliği
doğru orantılıdır. Taze bir kekin daha belirgin kokmasının
nedeni bayat keke göre daha çok koku molekülü yaymasıdır.
Isının etkisiyle koku molekülleri havada daha hızlı hareket
etmeye başlar ve geniş bir alana yayılabilirler.
Taş, demir, cam gibi maddeler ise oda sıcaklığında buharlaş-
madıkları için kokmazlar. Kokuya karakteristik niteliğini ve-
ren şey moleküllerin yapısal farklılıklarıdır. Örneğin, taze bir
yumurta ile çürük yumurtayı birbirinden ayıran şey, çevreye
yaydıkları moleküllerin farklı olmasıdır.
Koku algılaması, merkezi sinir sisteminde psikolojik ve fizyo-
lojik tepkiler uyandıran karmaşık bir süreçtir. Koku merkezi
amigdalaya yakın olduğu için kokular anılarla ilişkilidir ve
güçlü duygular uyandırırlar. Amigdala, koku alma uyarıcıla-
rının hedonik veya duygusal işlenmesine katılır. Koku, kon-
santrasyonumuzu bozabilir, verimliliği düşürebilir, semp-
tomları uyandırabilir ve genel olarak belirli bir çevre için
hoşnutsuzluğu artırabilir.
Koku, kişi, yer, yiyecek veya ürünlerin beğenilmesini etki-
leyebilir. Kokular tarafından hatırlatılan anılar, görsel veya
işitsel olarak sunulan ipuçları tarafından hatırlatılanlardan daha güçlüdür. Koku, yaşanılan döneme göre algılanır ve
daha sonra karşılaşıldığında davranış üzerinde yönlü etkiler
doğurabilir. Kokulu bir odada sıkıcı bir görev yapıldığında,
aynı kokunun varlığında yapılan sonraki işlerde de perfor-
mans düşer.
İnsanlar ve hayvanlar duygusal durumlarını vücut kokusu
değişiklikleriyle ifade ederler. İnsan vücudunun kokuları,
kişiler arası ilişkileri doğrudan etkiler. İnsan vücudunun ko-
kuları (feromonlar), anne bebek bağlanması veya yetişkin-
lerde partner seçimi gibi davranışların en önemli fizyolojik
nedenidir.
Koku yardımıyla, anneler çocuklarını ayırt edebilirken be-
bekler de annelerini diğer kadınlardan ayırt ederler. Anne
kokusunun bebekler üzerinde sakinleştirici etki yarattığı
görünmektedir. Vücut kokusu, sadece anne-bebek duygusal
bağını geliştirmez aynı zamanda çocuğun sosyal ve duygu-
sal gelişimini de etkiler. Vücut kokuları insanların arkadaş
seçimini de etkiler.
Parfümler, çekiciliği artırmak için kullanılırlar. Araştırmacılar,
parfüm alırken insanların vücut kokusu ile iyi etkileşime gi-
ren ürünleri seçtiklerini keşfettiler. Bir erkeğin kokusu, kadı-
nın onu seçmesi için kritik önem taşır.
Vücut kokusu, sağlık durumunun işareti olduğu gibi arkadaş
seçimi için de kritik bir uyarıcıdır. Çalışmalar, insanların ba-
ğışıklık sistemi ile ilişkili olan koku duyularını arkadaşlarını
seçmek için kullandıklarını göstermektedir.
Bir koku, uzaktaki bir hatıranın geri çağrılmasına sebep ola-
bilir. Kokuya ilişkin çoğu hatıralar genellikle insan hayatının
ilk on yıllık kısmından gelir. Koku uyandıran anılar genellikle
daha duygusaldır. Zamanla geri getirilmesi ise daha güçlü
duygular ile ilişkilidir. Genellikle diğer ipuçları tarafından
uyandırılan anılara kıyasla daha az düşünülmüştür.
Kokuların Hissedilmesi
Genellikle günün erken saatlerinde gül, akşam ve geceye
doğru yasemin ve hanımeli kokuları duyulur. Bunun nedeni
bitkilerin, böcekler, yarasalar ya da kuşlar gibi tozlayıcılarını
çekmeye çalışmasıdır. Etobur sürahi bitkisi gibi bitkiler ise
yiyeceklerini çekmeye çalışır.
Hanımeli ve yasemin bitkileri, tozlayıcı böcekleri çekmek
için kokularını kullanır. Bitki kokuları, tozlayıcıları tarafından
algılanılması için havaya karışacak şekilde uçucu olarak ta-
sarlanmıştır. Üretilen koku bileşikleri, uçuculuklarının yük-
sek olması için düşük moleküler ağırlıklıdırlar. Molekülün
büyüklüğü, tozlayıcıların organları tarafından tespit edilme-
sine uygundur.
Koku molekülleri sentezin gerçekleştirdiği yerlerden de etki-
lenir. Kokunun üretildiği yer, bitkinin polenleyicisini etrafına
çekmek ve yönlendirmek istediği yere bağlıdır.Zamanlama
Koku üretimi, enerji yoğun bir süreçtir. Kaynakların kullanı-
mını dengelemek için, bazı bitkiler günün sadece belirli za-
manlarında koku kimyasalları üretirler. Yasemin, polenleyi-
cileri olan güvelerin aktif olduğu akşam ve gece saatlerinde
koku üretir. Esinti tarafından taşınan kokunun türü zamana
göre değişir. Bu nedenle kokuların toplanması için hem za-
manının hem de nasıl toplanacağının bilinmesi önemlidir.
Yasemin, kadın parfümlerindeki kokuların %80’inden erkek
kokularının da %30’undan fazlasında kullanılır.
Bu Harika Koku Ne?
Havada kokladığımız kimyasallar uçucu organik bileşiklerin
ve düşük molekül ağırlıklı lipofilik sıvıların bir karışımıdır.
Uçucu organik bileşikler alkolleri, aldehitleri, ketonları, es-
terleri ve diğer çeşitli hidrokarbonları içerir. 90 farklı bitki ai-
lesine ait 1700’den fazla uçucu organik bileşik belirlenmiştir.
Tek bir çiçeğin, koku karışımı 100’den fazla bileşiği içerebilir.
Örneğin, hanımelinin bir türü olan Lonicera Japonica’nın
sarhoş edici çiçekleri 150’den fazla uçucu bileşiğe sahiptir.
Tüm çiçeklerde, belirli koku bileşikleri baskın olma eğilimin-
dedir. Örneğin, hanımelinin 150 uçucu bileşeninden en çok
bilinenleri linalol, (Z) -jason, (Z) -jasmin lakton, metil jasmo-
nat ve metil epi-jasmonattır.
Koku Alma Duyusunun Bilinçli Kullanımı
Koku duygusu, ürün pazarlamanın bir yolu olarak genellik-
le göz ardı edilir. Kokunun bilinçli ve kontrollü uygulanması
tasarımcılar, bilim adamları, sanatçılar ve parfümörler tara-
fından kullanılır. Ortamdaki kokuların bazı uygulamaları ku-
marhanelerde, otellerde ve yeni otomobillerde farkındalık
oluşturmak için uygulanır. Hastaların MR testinin klostrofo-
bik etkileri ile başa çıkmasına yardımcı olmak için bazı kan-
ser merkezlerinde vanilya kokusu kullanılmaktadır. Parfüm
kimyası uzun zamandır bu moleküllerden yararlanmak iste-
mektedir. Bu parfümlerin tasarımında feromonların cinsler
arasındaki çekimi etkilemesi fikrinden yararlanılmaktadır.
Yeni nesil parfümlerde feromon kullanılması uygun ve etkili olacaktır.