Duyuru

Çökme
Henüz duyuru yok.

Zor Zamanların Tanrısı

Çökme
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
Yeni Mesajlar

  • Zor Zamanların Tanrısı



    Nerede o eski bayramlar!

    Sahi nerede? Kaybettiğimiz çocukluğumuzda mı, oyun oynadığımız bahçelerde? Mahalle aralarına mı gizlenmişler, komşu çocuğunun mutfağında mı saklanmışlar? Sahi nerede o güzel yaşanmışlıklar?

    Rahmetli Dedem her bayram gururla evine topladığı evlatları ve torunları ile pek bir övünürdü. Kocaman sofralar kurulur, hanımlar pürtelaş mutfaktan odalara koşturur dururdu. Yeni gelinleri hemen tanırdınız, bir de enişteleri tabii . Genelde en köşede otururlar, ağızlarını bıçak açmazdı. Dedemin sofrasında konuşmakta her babayiğidinin harcı değildi elbette. Yemek sonrası Dedem kıssadan hisse bir hikaye anlatır sonrasında eski bayramları yad ederdi. Rahmetliye sorsanız eski bayramların yerini o da bilmezdi.

    Ben pek sevmezdim bayramları. Allah biliyor ya, dedemin evine, köye de hiç gidesim yoktu. Köy ; çamur demekti. Köy ; -bana göre- ilkellikti. Kasaba çocuğuydum bir kere, öyle çamur deryasında yürümek pek istediğim bir şey değildi. Ayrıca her yer bizim için top sahası değildi. Tamam, belki tam bir çim sahamız yoktu ama baharda değme stat çimlerine taş çıkartırdı. Köy oyunları da bana göre değildi ayrıca, en hafif tabirle fazla rekabetçiydi. Tüm bunlara eyvallah desem bile o zamanlar inatla kesilen 3 numara tıraşlı kafamızla insan içine çıkmak hiç istemezdim. Kendimizi beğendireceğimiz biri de yoktu hani ama yine de sevmezdim ben. Sonrasında 3 numara tıraş hayat biçimimiz oldu o ayrı. Ben istemezdim istememesine de babama laf geçmezdi. Hoş, bize de soran yoktu ne de olsa. Tıpış tıpış anne-babamızın peşinden gider, nereye uğruyorlarsa biz de uğrar, olur da misafirlikte bir çocuk bulursak ağzımız kulaklarımızda boş bir odada oyun oynama sevdasına girerdik. Abim oldum olası sevdi köyü. Eş-doşt, akraba herkesi tanır. Kimin kızı bizim yaşıt, kimin oğlu haşarı, hepsini bilirdi. Ben biraz üst perde bakardım. Ne de olsa kasabanın en zeki çocuğuydum, derslerim çok iyi, davranışlarım pekiyiydi . Anlayacağınız parmakla gösterilecek çocuktum.

    Zamanla ne üst perdeden bakan çocuktan eser kaldı , ne de çamur deryası köyden. Hala biraz ilkellik var belki ama o ilkelliği bile özlüyor insan. Dedemin evi yıkılmaya yüz tuttu. Bayramda toplananlar da yok. Böyle giderse köy de kalmaz yakında. Dedem göçtü gitti yadigar ama eski bayramlar halen bulunamadı. Babam devraldı bayrağı. Evlatları olarak bizler toplandık etrafında. Torun-torbayı toplamanın verdiği gururla babam da sorguladı eski bayramları.

    Bugün anladım ki ben de sorguluyorum artık. Bütün evi aradım, taradım yok. Eski mektupları saklayan, hatırası olan her şeye önem veren ben, bulamadım. Eşimden rica ettim. Çocukken oynadığı oyuncakları bile durur hanımın. Dedim bir de sen bakıver. Aradık, baktık, yok. Düşündüm sonra eğer dedem arıyor, babam arıyor, ben arıyorsam kayıp olan eski bayramlar değil belki de. Kayıp olan gençliğimiz, geçmiş güzel günlerimiz. Yad ettiğimiz, özlediğimiz bunlar.

    Şimdi onlar da şekil değiştiriyor. Pandeminin hayatımıza girmesiyle alışkanlıklarımız, hayata bakış açımız komple değişti. Bugün bayramın birinci günü. Hiç bayram gibi geçmedi. Herhangi bir gün gibi hatta öyle bile değil. Çalışmadığım günlerde hangi gündeyiz karıştırıyorum bazen. Akıllı telefonlar ve takvim uygulaması olmasa epey akılsızım aslında. Kendim adına değil ama evlatlarım adına korkuyorum bazen. Yaşanabilecek güzel günler, yaşanabilir bir dünya bırakabilecek miyiz, emin değilim. Karamsar olduğum bile söylenebilir.

    Tarih boyunca dünyayı istila eden her salgın yeni mutasyonlar ile zayıflamışken bu virüsün yeni mutasyonlarının daha agresif olması insan elinden çıkma mı diye düşündürüyor. Henüz net bir cevap olmasa bile içinde bulunduğumuz durumun seyir durumu halen belirsizliğini koruyor. İyi bir ihtimalle kurtulsak bile yeni virüslerin ortaya çıkmayacağının garantisi yok. Bu durum belirli sektör ve kişilere de yarıyor elbette. Zenginlerin paralarına para kattığını yazıyor her gün gazeteler. Belirli sektörler inim inim inliyorken, belli başlı sektörler aldı yürüdü. Üzerine düşünecek onca konu var lakin düşünecek, daha doğru akılcı düşünecek insan sayısı çok az. Öyle ki sele kapılmış gibi bir sürecin peşinden gidiyoruz. Hayatta kalma içgüdümüzle , en güçlüsü, kendimiz ve sevdiklerimiz için bu belirsiz sürecin bitmesini istemekten başka yapacağımız pek bir şey yok gibi duruyor. Aşı deniyor, tamam diyoruz. Evde kal, ona da tamam. Annem ne vakit kararlarımı sorgulayacak olsa '' Arkadaşın camdan atlasa sen de mi atlayacaksın? '' derdi. Belli ki atlıyormuşuz. Atlamakta mesele değil hani. Bir kere ile bitse tamam diyeceğiz ama önümüzdeki yıllar neler gösterecek, bilmiyoruz.

    Her devrin zengini, gaddarı, canisi elbet vardı ama hiç bu kadar teknolojik imkana sahip olmamışlardı. Ve bu durum beni gerçekten korkutuyor. Eski bayramları bulamayacağımı anladım. Umarım bugünlerimi aramam.

    Ve Oscar Wilde'nın da dediği gibi çoğumuz yaşamıyoruz artık. Aynı günler, aynı koşuşturmalarla geçiyor zaman. Ve Tanrı sadece zor zamanlarda hatırımıza geliyor.

  • #2
    ifade, üslup, tespitler... çok beliğ ve kaliteli bir yazı 👏🏼

    Yorum


    • #3
      Orjinal yazı sahibi: Asaid View Post
      ifade, üslup, tespitler... çok beliğ ve kaliteli bir yazı 👏🏼
      Teşekkürler 🙏

      Redmi Note 8 Pro cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

      Yorum


      • #4
        keyif ile okudum,kanayan yaraya parmak basmışsınız..dahada detaylandırıp açabilirizde konuyu ama satırlara sığmaz..hepimizin dillerine palesenk olmuş o söz "nerede o eski bayramlar"...
        ve her yeni gelen nesil bu cümleyi özlemle kuruyor zannımca..telafi edemediğimiz en önemli şey zaman bence..kıymetini bilmeliyiz,herşeyin herkesin...
        çünkü hepsi elimizden kayıp gidiyor..en değerli şeylerimizi istiyorlar bizden,en sevdiğimiz şeyleri almak istiyorlar bir bir...

        klişe olacak belki ama yol yakınken hepimiz şapkamızı önümüze koymalıyız..zaten Allah bir hastalık gönderip bize bunu hatırlatmadımı bu süreçte? anlayabilene tabii...doğa intikamını alıyor ve alacak bizden..

        herşeye rağmen bir filmde söylendiği gibi "dünyadaki en güzel şey,dünyanın kendisidir....

        saygılar sevgiler...

        Yorum

        İşleniyor...
        X