Denediklerimi kısa kısa yorumlayacak olursam:
Soavissima: Muazzam bir pudra kokusu. “Lorenzo Villoresi Teint de Neige” parfümüne oldukça benziyor. Teint de Neige daha soğuk pudralı bir parfümken Soavissima tende kurudukça belirginleşen amberin etkisiyle daha sıcak pudralı bir parfüme dönüşüyor. Yayılım, kalıcılık muazzam. Dün kullandım ve çok soranı oldu… Soavissima çıkış yılı 1996, Teint de Neige çıkış yılı 2000 !
Battito D’Ali: Portakal çiçeği, mür, kakao tozu ve vanilya… Kendisini bugün kullanıyorum ve çoğu kişi “Ne güzel bir krem sürmüşsün” ya da “Kremin harika kokuyor” dedi… Benim tenimde fazlasıyla kremsi bir yapıya dönüştü… Zaman geçtikçe de mürü fazlasıyla hissediyorum tenimde… Vanilya ve kakao tozu parfümü yumuşatıp kremsi yapıya dönüştürmüş. Böyle tatlı ya da gurme bir parfüm beklemeyin. Feminen tarafa kaymakla birlikte unisex olarak görüyorum.
Confetto: Kokladığım anda Dior Hypnotic Poison’a ne kadar çok benziyor demiştim. Fakat ondan çok daha güzel, pürüzsüz ve dengeli… Dior Hypnotic Poison’a göre tatlılık oranı daha az diyebilirim, bademi ise ona göre daha çok hissettim. Bu arada yine hatırlatayım Confetto çıkış yılı 1996, Hypnotic Poison çıkış yılı 1998 !!!
Acqua e Zucchero: Tatlı meyveler, portakal çiçeği ve vanilya. Ben bu parfümü adı (su ve şeker) itibariyle de çok çok şekerli bekliyordum fakat öyle çıkmadı. Hem tatlı hem ferah, oldukça dengeli bence. Çok derin değil ama günlük ve genel kullanıma uygun bir parfüm.
Acqua di Sale: Şimdiye kadar tuzuyla, yosunuyla gördüğüm en güzel deniz kokusu. Hani sahilde bir yürüyüşe çıkmışsınızdır, dinlenmek için kayalıklara oturmuşsunuzdur… Kayalıkların üzerindeki yosunlardan ve denizin tuzundan gelen o kokuyu anımsadınız mı? İşte parfümün açılışı da o kadar keskin… Zaman ilerledikçe mersin ve sedir ağacının da hissedilmesiyle birlikte o koku yumuşamaya başlıyor. Denize girip çıktıktan sonra cildinizi hiçbir şey sürmeden yakıcı güneşin altında kurumaya bıraktığınızda teninizden burnunuza gelen kokuyu düşünün, hissedebilmişsinizdir umarım Performansına gelecek olursak deniz temalı bir parfüm için gerçekten şaşırtıcı.
Bunun haricinde amber severlerin Fiori d’Ambra ve Ambra Aurea parfümlerini denemesini tavsiye ederim fakat bana hitap eden amber parfümlerinden olmadılar. Victrix, Arso ve Patchouly parfümlerini ise oldukça beğenerek kendim için maskülen buldum. Tuberosa ise bana oldukça Fracas’ı anımsattı ilk etapta. Ichnusa, incir severler için gerçekten çok güzel. Acqua Viva benim için fazla limonlu, Dulcis inFundo ise güzel ama sıkıcı… Hımm bir de Türkiye’ye daha gelmedi ama yurtdışında deneyip ağzımın suyunun aktığı Sorriso’yu anmadan olmaz, baya baya çikolata kokuyordu
Bu arada oldukça yağlı olmasından mıdır bilmiyorum ama yakın arkadaşlarımda yaptığım denemelerden de tenden tene kokularda değişimler gördüm. O yüzden kesinlikle kendi teninizde denemelisiniz.
Soavissima: Muazzam bir pudra kokusu. “Lorenzo Villoresi Teint de Neige” parfümüne oldukça benziyor. Teint de Neige daha soğuk pudralı bir parfümken Soavissima tende kurudukça belirginleşen amberin etkisiyle daha sıcak pudralı bir parfüme dönüşüyor. Yayılım, kalıcılık muazzam. Dün kullandım ve çok soranı oldu… Soavissima çıkış yılı 1996, Teint de Neige çıkış yılı 2000 !
Battito D’Ali: Portakal çiçeği, mür, kakao tozu ve vanilya… Kendisini bugün kullanıyorum ve çoğu kişi “Ne güzel bir krem sürmüşsün” ya da “Kremin harika kokuyor” dedi… Benim tenimde fazlasıyla kremsi bir yapıya dönüştü… Zaman geçtikçe de mürü fazlasıyla hissediyorum tenimde… Vanilya ve kakao tozu parfümü yumuşatıp kremsi yapıya dönüştürmüş. Böyle tatlı ya da gurme bir parfüm beklemeyin. Feminen tarafa kaymakla birlikte unisex olarak görüyorum.
Confetto: Kokladığım anda Dior Hypnotic Poison’a ne kadar çok benziyor demiştim. Fakat ondan çok daha güzel, pürüzsüz ve dengeli… Dior Hypnotic Poison’a göre tatlılık oranı daha az diyebilirim, bademi ise ona göre daha çok hissettim. Bu arada yine hatırlatayım Confetto çıkış yılı 1996, Hypnotic Poison çıkış yılı 1998 !!!
Acqua e Zucchero: Tatlı meyveler, portakal çiçeği ve vanilya. Ben bu parfümü adı (su ve şeker) itibariyle de çok çok şekerli bekliyordum fakat öyle çıkmadı. Hem tatlı hem ferah, oldukça dengeli bence. Çok derin değil ama günlük ve genel kullanıma uygun bir parfüm.
Acqua di Sale: Şimdiye kadar tuzuyla, yosunuyla gördüğüm en güzel deniz kokusu. Hani sahilde bir yürüyüşe çıkmışsınızdır, dinlenmek için kayalıklara oturmuşsunuzdur… Kayalıkların üzerindeki yosunlardan ve denizin tuzundan gelen o kokuyu anımsadınız mı? İşte parfümün açılışı da o kadar keskin… Zaman ilerledikçe mersin ve sedir ağacının da hissedilmesiyle birlikte o koku yumuşamaya başlıyor. Denize girip çıktıktan sonra cildinizi hiçbir şey sürmeden yakıcı güneşin altında kurumaya bıraktığınızda teninizden burnunuza gelen kokuyu düşünün, hissedebilmişsinizdir umarım Performansına gelecek olursak deniz temalı bir parfüm için gerçekten şaşırtıcı.
Bunun haricinde amber severlerin Fiori d’Ambra ve Ambra Aurea parfümlerini denemesini tavsiye ederim fakat bana hitap eden amber parfümlerinden olmadılar. Victrix, Arso ve Patchouly parfümlerini ise oldukça beğenerek kendim için maskülen buldum. Tuberosa ise bana oldukça Fracas’ı anımsattı ilk etapta. Ichnusa, incir severler için gerçekten çok güzel. Acqua Viva benim için fazla limonlu, Dulcis inFundo ise güzel ama sıkıcı… Hımm bir de Türkiye’ye daha gelmedi ama yurtdışında deneyip ağzımın suyunun aktığı Sorriso’yu anmadan olmaz, baya baya çikolata kokuyordu
Bu arada oldukça yağlı olmasından mıdır bilmiyorum ama yakın arkadaşlarımda yaptığım denemelerden de tenden tene kokularda değişimler gördüm. O yüzden kesinlikle kendi teninizde denemelisiniz.
Yorum