Duyuru

Çökme
Henüz duyuru yok.

MythBusters

Çökme
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
Yeni Mesajlar

  • MythBusters

    Merhaba,

    Güzel kokular ile ilgili mitler / şehir efsaneleri var. Kulaktan kulağa yayılan fakat doğru olup olmadığı kanıtlanmamış bilgiler...
    Bunlarla ilgili bildiklerimiz, tecrübelerimiz, araştırmalarımız ve elde ettiğimiz kesin sonuçlarımız var mı?

    Örneğin:

    Bileklere, kollara sıkılan parfüm diğer bölgelere ovalayarak yedirilmez. Parfüm sıkılan bölge ovalanırsa üst notalara ya da moleküllere zarar verilir; parfüm zedelenir.

    Bu bilgiyi yerli yabancı bir sürü kaynaktan işitmişizdir fakat doğru mu?

    Youtube parfüm yorumcusu ve kendi markasının koku tasarımcısı kimya bölümü mezunu Aaron Terence Hughes bu bilginin doğru olmadığını, kollar birbirine sürtündüğünde parfümün zedelenmeyeceğini savunuyor. Kokuları değerlendirirken de koluna bi'kaç fıs sıkıp hemen diğer kolu ile kokuyu yayıyor.

    Diğer yandan, Roja Dove "parfüm kullanma ipuçları" videosunda "Parfümü bileğinize sıkıp diğer bileğiniz ile ovalarsanız parfümü zedelersiniz." demiş.

    Bilimsel bir dayanağım yok, fakat ben bileğe sıkılan parfümün diğer bilek ile ovulduğunda zedeleneceğini düşünmüyorum. Denediğimde iki durum arasında bir fark göremedim. Belki burnum yeterince hassas değildir ama koku moleküllerinin bilekleri birbirine sürterek zarar görebileceği bana çok olası gelmiyor.

    Siz ne düşünüyorsunuz bu konu ya da güzel kokularla ilgili diğer mitler hakkında?

  • #2
    Burada Roja Dovanın da bir bilimsel temeli yok gibi duruyor, bir ürünün bukadar kolay bozulması pek mümkün ve pratik durmuyor.

    Redmi Note 9 Pro cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

    Yorum


    • #3
      Kimyager degilim... bilimsel bir dayanak ile dusuncemi destekleyemem ama... surtunme ile olusan kuvvetin molekullleri etkileyebilecegini... ve yine surtunmeden dolayi olusan ısınin da kimysal baglara etki edebilecegini dusunuyorum... ısınin ne etkisi olabilir? Sorusunun cevabina da parfumlerin belirli bir isida saklanmalari gerektigi .. ayrica da yazin ve kisin parfumlerin farkli kokular yaydigini yazlik kislik parfumler diye ayirim yaptigimizi... söyleyebilirim...

      SM-G950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

      Yorum


      • #4
        Ordaki tek espri surtunme/isinma ile ust notalarin daha cabuk ucabilme ihtimali

        Yorum


        • #5
          Benim parfüm kullanmaya başladığım yıllarda sadece dökme şişelerde parfüm vardı. Zaten parfümü elimizle sürerdik nereye süreceksek. Ben, parfümü mümkün olabildiğince verimli tüketmek için, şişenin ağzına dayadığım parmağımı parfümle ıslattıktan sonra parmağımla sürerdim koluma, boynuma, enseme falan... Hattâ, sprey şişeler çıkınca bozulmuştum biraz, hemen adapte olamamıştım. Spreye basınca tüketilen miktarı kendim ayarlayamıyor olmak sinirimi bozmuştu. Isının buharlaştırıcı etkisiyle hafif moleküller yani üst notalar daha çabuk uçar tamam da son derece kısa süreli ve hafif bir sürtünme ile oluşacak ısıyı da, o ısının neden olacağı üst nota kaybını da algılayacağımızı sanmıyorum. Ben hiç algılamadım en azından. Belki laboratuvar ölçümlerinde anlaşılabilecek minimal bir kayıp olabilir. Sürtmeye devam ediyorum kısacası

          Yorum


          • cantona8
            cantona8 Yorumladı
            Yorumu düzenleme
            Benzer görüşteyim sürtünme konusunda..

          • uncle-benjen
            uncle-benjen Yorumladı
            Yorumu düzenleme
            Old Spice, Paco Rabanne Pour Homme falan dökmeydi.. Hey gidi güzel eski günler..

          • Asaid
            Asaid Yorumladı
            Yorumu düzenleme
            Vedat beyin bu konu ile ilgili açıklaması videonun son kısmında mevcut. https://youtu.be/6fW9fMZqrCs
            Son Düzenleme Asaid; 08-11-20, 19:19. Tarafından yapıldı.

        • #6
          Orjinal yazı sahibi: Leto View Post
          Ordaki tek espri surtunme/isinma ile ust notalarin daha cabuk ucabilme ihtimali
          Aynısını yazacaktım aşağı yukarı

          Yorum


          • #7
            İki farklı görüşü de benimseyenler var.

            Değerli görüş ve tecrübe paylaşımlarınız için çok teşekkür ediyorum. Sürtünme konusu hakkında ilave etmek istediği fikirler, bilgiler, tecrübeler, araştırma sonuçları olanlar paylaşırsa yine memnuniyet duyarım. Fakat, bir diğer efsaneyi incelemek istiyorum:

            Kahve çekirdekleri: bir parfüm mağazasında görevli size bazı kokuları koklattıktan sonra bir kabın içerisindeki kahve çekirdeklerini koklatmak ister. "Burnunuz yorulduysa koklayın; kahve kokusu koku duyunuzu tazeler." der.

            Bu uygulamayı - salgın öncesi - gittiğim hemen hemen bütün parfüm mağazalarında yaşadım. Usta parfümör Christophe Laudamiel bu uygulamayı yanlış ve gereksiz buluyor. Sizce kahve çekirdekleri koklamak koku duyunuzu yeniliyor mu? Mağazalar bu uygulamaya devam etmeli mi (salgın bittiğinde)?

            Bana göre kahve koklatmak, eğer yorulduysa, yorulmuş koku duyusunu tazelemiyor. Benzetmek gerekirse müzik dinlemekten yorulmuş birisine araba kornası dintetip sonra tekrar müziğe döndürmek gibi oluyor. Fakat neredeyse bütün mağazalar kahve çekirdeği koklatma taraftarı. Sizin görüşünüz nedir?

            Yorum


            • protectedsugar
              protectedsugar Yorumladı
              Yorumu düzenleme
              Vedat Ozan da o uygulamayı gereksiz buluyor..şu "araba kornası" örneği herşeyi özetliyor :-))

          • #8
            Korna benzetmesi insanı düşündürüyor tabi ancak ağır bir koku kokladiginda başka parfümü algılamaya bence yardımcı oluyor. Belki dinlendirmek gibi değil ama burunu resetliyor sanki.

            Redmi Note 9 Pro cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

            Yorum


            • #9
              Görüşle bir ilgisi yok yani bencesi sencesi olan bir durum değil. Kahve çok güçlü bir koku frekansına sahip ve yarattığı şey sadece koku şoku yaratmak. Kokuyu hissetmek için herhangi bir faydası yok, tam tersine kahveden sonra daha zayıf frekansa sahip kokuları algılamak iyice zor hale geliyor aslında. Çünkü bu güçlü moleküller burun içinde belli bir süre kalıyor tıpkı diğer kokladığınız kokuların molekülleri gibi. Yapılacak en mantıklı şey bu moleküllerden kurtulmak için sümkürmek. Diğer konunun da görüşle bir ilgisi yok. Molekülleri, atomları parçalamak, zedelemek Roja Dove'un dediği gibi kolları sürtmekle mümkün olsaydı herkes evde atom bombası yapardı. İki konu da palavra, yanlış bilgiye görüş demeyelim, bilgi kirliliği yaratmayalım.

              Yorum


              • #10
                Neden Medea ? Bence oyle... düşüncemi soylemim mi? Bilgi kirliligi ne demek yani? Bilimsel bir açıklama yapmadık.. olabilir dedik..Bana gore mantiksiz dersiniz olur biter... haaa fizikci yada kimyaci iseniz kabul.. Susalim oturalim .. tamam... 🤐

                SM-G950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

                Yorum


                • Medea
                  Medea Yorumladı
                  Yorumu düzenleme
                  Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan bilgi kirliliği yaratır, sussa daha iyi olur. Yerçekimini bilmek için fizikçi olmaya gerek yok, bilgiye ulaşırsınız ve onu kullanırsınız. Bilgiye sahip değilseniz ve bence yerçekimi yok derseniz bu düşünce olmaz, cehalet olur. 2 kere 2 bence 5 eder diye düşünce mi olur? Saçmalamayalım. Bilgiye saygı duyulur, bilgiye dayanmayan görüşe değil.

              • #11
                İnsanların parfüm seçimleri ve kullanımlarının esmer/sarışın gibi ten renklerine göre, hatta genel anlamda "yakışmaz/yakışmamış" gibi baskıcı/rahatsız edici bir şekilde yönlendirilmesini, eleştirilmesini fazla agresif bir tutum olarak görüyor, doğru bulmuyorum. Hatta bu tavır, temelsiz bir ten rengi yönlendirmesi ile sadece yakıştırma üzerinden hareket ediyorsa bunun faşistlik olduğunu bile söyleyebilirim.

                Ama anlamaya çalışıyorum, görüyorum ki bu durumlarda bir nedensellik üzerine bir tavır geliştirilmiş olunabiliyor. Mesela bunun altında; genellikle sarışın/kumralların tenleri daha kurudur ağır kokuları taşıyabilirler ama esmerlerin tenleri daha yağlı olduğundan hafif kokular daha iyi üzerine oturur, daha güzel taşırlar, daha iyi performans alırlar, daha güzel yakışır gibi nedenler olabiliyor. Yine de bu durumda bir sorun olduğundan söz edilebilir o da nedensellikten kopuk, salt ten rengine indirgenmiş gibi gözüken baskıcı "söylem biçimi", "dil". Bu, direkt sen kumralsın bu parfümü kullanamazsın söylemi yerine daha mantıklı, samimi bir dil kullanılabilir. Örneğin; cilt tipin biraz kuru gibi, benim de öyle oradan biliyorum, parfümlerde performans sorunları yaşıyorum, istersen sen de bunun için sabitleyici etki yaratabilecek kokusuz vazelinler oluyor onları sürüp, parfümlerini kullanabilir, böylece parfümlerden daha iyi performans alabilirsin denilebilir. Bu konuda ten renginden ziyade cilt tipi
                parfüm seçimi, kullanımında, difüzyonunda önemli olabilir. Vedat Ozan da bu yönde görüş belirtip cildin daha gözenekli olması kokunun daha iyi taşımasını gerektirdiğini, daha gözenekli cilt yapısına sahip olanlarla daha sık bir cilt yapısına sahip olanların seçtiği parfümler farklı olabileceğinden bahsetmişti.

                Ten, cilt konusuna girmişken yine buna yakın bir durum da; "Peki teninde nasıl duracak acaba?", "Teninde bambaşka bir kokuya dönüşebilir..." gibi görüşler.

                Parfümün üzerimizde nasıl kokacağını ilişkin beslenme tarzı, vücut kimyası vb... gibi bir çok parametre olabilir. Ama buradaki itiraz şu: Kullandığınız bir Dior Homme Parfum, üzerinizde Cool Water gibi kokmaz! Yani evet, "Teninizde, üzerinizde nasıl duracak?" parfüm seçimini etkileyen bir durum ama buna gereğinden fazla, abartı bir önem yüklemek de doğru olmayabilir. Koku üzerimizde ne kadar sapma yapabilir ki? Bu da bizi, bu konuyla da biraz bağlantılı olmakla birlikte başka bir tartışmaya götürüyor: Bir kokuyu koklayıp beğendikten sonra size karşı yöneltilen "Ama sana yakışacak mı? Üzerinde nasıl duracak ki? Sana gitmez bu!" konusuna.

                Hatta yaşı, mevsimleri de içeren bu "yakışmamış/yakışmaz" konusunda tam bir liberteryenim. Bazen kendimce yaşa, mevsime yakışma konuları üzerine düşünmeyi sevsem de, bu konuda fikir belirtsem de (bu son derece doğal), en nihayetinde insanların, hangi kokunun içinde rahat, mutlu hissediyorlarsa, hangi kokuyu seviyorlarsa onları kullanmalarının taraftarıyım. Bence buradaki asıl olay parfüm kullanıcısının parfüm ile kurduğu ilişki. Yine tekrar tekrar adını geçirmiş olacağım ama... Yine bu yönde de görüşlere sahip olan referans isim
                Vedat Ozan mesela, kış parfümü olarak görülen Obsession parfümünü, insanların görüşleri bir kenara yazın da severek kullandığından bahsetmiş, yakıştığını da düşündüğünü belirtmişti. Ozan'ın dışında ben de başka bir yerde okumuş olduğumu hatırlıyorum; oryantal parfümlerin soğuk olmayan havalarda kendini daha güzel bir şekilde açığa çıkardıklarını ve ayrı bir yakıştıklarını okumuştum...

                Yurtdışında yaşayan birisi bu ten rengine göre parfüm seçimini yurtdışında hiç bir yerde görmediğini, duymadığını, sadece Türkiye'de karşılaştığını, biraz bize özgü bir durum olduğunu söylemişti. Bilmiyorum doğru mu ama bu durum da bana ilginç gelmişti. Bazen görüyorum ten rengine göre nota verenler var; "Siz bilmem ne ten rengine sahipsiniz sakın içinde yasemin olan parfümler kullanmayanız!" gibi. Bunlar zaten tamamen kafayı yemiş durumdalar. Bir de tamamen bilimsellik uzak, bir zırva olan astrolojinin bir parçası "burç"lara göre parfüm seçen, tavsiye verenler var ki!! Dibin dibi...
                Son Düzenleme Aryan; 29-10-20, 17:15. Tarafından yapıldı.

                Yorum


                • uncle-benjen
                  uncle-benjen Yorumladı
                  Yorumu düzenleme
                  Hocam kitap yazsanız alır okurum.. Vedat Ozan'ın keçiboynuzu gibi ( biraz tat alabilmek için 4 gereksiz cildini birden okumanız gerek olan..) kitaplarının yerine bir koku aşığının kitaplarını (kitabını) okumayı yeğlerim..

                • cantona8
                  cantona8 Yorumladı
                  Yorumu düzenleme
                  Vedat Ozan'ı tanıyor musunuz? uncle-benjen

                • Asaid
                  Asaid Yorumladı
                  Yorumu düzenleme
                  Keçi Boynuzuna laf ettirmem! Sonuçta bir keçi boynuzu kolay yetişmiyor 😁

                  Keçi Boynuzu Faydaları:
                  Potasyum, kalsiyum, sodyum, magnezyum ve demir mineralleriyle zengin bir besin kaynağıdır.
                  Antioksidan özelliğiyle doğal bir antibiyotik özelliği olan keçiboynuzu, kalp ve damar sağlığına faydalıdır. Kanı temizleme ve damar tıkanıklıklarını giderme özelliği vardır.
                  .
                  .
                  .
                  😋
                  Son Düzenleme Asaid; 30-10-20, 15:31. Tarafından yapıldı.

              • #12
                Orjinal yazı sahibi: ihpar View Post
                Bileklere, kollara sıkılan parfüm diğer bölgelere ovalayarak yedirilmez. Parfüm sıkılan bölge ovalanırsa üst notalara ya da moleküllere zarar verilir; parfüm zedelenir.
                Benim de bu konu hakkındaki bilgim ve düşüncem yukarıdaki çoğu arkadaşların yazdıkları yönünde: Yani, "-Napıyorsun abi?" "-Atom parçalıyorum. Sen?" Yok böyle bir şey. Varsa da nasıl ya?!

                Artı olarak ben de sürtünmenin yaratacağı hafif ısınma, en fazla üst notalardan orta notalara geçiş sürecini hızlandırabilir diye biliyorum.
                Son Düzenleme Aryan; 29-10-20, 17:17. Tarafından yapıldı.

                Yorum


                • #13
                  Orjinal yazı sahibi: Aryan View Post
                  İnsanların parfüm seçimleri ve kullanımlarının esmer/sarışın gibi ten renklerine göre, hatta genel anlamda "yakışmaz/yakışmamış" gibi baskıcı/rahatsız edici bir şekilde yönlendirilmesini, eleştirilmesini fazla agresif bir tutum olarak görüyor, doğru bulmuyorum.
                  Kesinlikle; ten rengine göre Afrikalılar'a özel, melezlere özel, Asyalılar'a özel, Kuzey Avrupalılar'a özel vb. parfümler mi var? "Bu kokuyu asıl siyah tende koklayın." derse bir üretici o zaman başka tabi



                  Yorum


                  • Aryan
                    Aryan Yorumladı
                    Yorumu düzenleme
                    Forum dışında parfümlerle bu tarzda ilgilenen insanlarla maalesef kolayca karşılaşamıyoruz. Ama ne zaman forum, sanal dünya dışında gündelik hayatta parfümlerle biraz da olsa ilgili bir insanla karşılaşsam seviniyor, ardından belli parfümler hakkında görüş/yorum alışverişi bulunmaya başladığımda ise "Bak sen kumralsın, o olmaz sana. Şu parfümü al hem ten rengine de çok uygun." gibi söylemler ile sık sık karşılaşıyorum. Üstelik bu gerçekten en fazla karşılaştığım bir durum, en son daha geçen hafta başıma geldi. Gerçekten bu çok üstten, rahatsız edici, aradaki sohbet baltalayan bir tavır olabiliyor. Biraz itiraz eder gibi olursan, "Aaa! Hayır olur muu?!" diye sohbetin diyalektiğini kıran cevap ile başlayan, geçen sene esmer tenli kaynına aldığı hediye parfüm ile devam eden sohbete dönüşüyor. Ten rengi, halk arasında parfüm kullanımı, seçimi ve kritiği noktasında bir mite dönüşüyor. Bazen de direkt soruya esmer tenliyim diye başlayarak parfüm tavsiyesi isteyen insanlarla karşılaşıyorsunuz. Ben de bu konuda dertli birisi olarak yazmak istedim, tabii biraz da konu konuyu açtı.
                    Son Düzenleme Aryan; 30-10-20, 16:03. Tarafından yapıldı.

                • #14
                  Aklıma gelen bir diğer mit:

                  Parfüm banyoda saklanırsa ısı ve nem değişimlerine maruz kalacağı için daha kısa sürede bozulur.

                  Bunu bir çok sitede okudum ve youtube videolarında parfüm yorumlayıcılarından duydum (tam hatırlayamıyorum fakat Jeremy olabilir).

                  Şundan eminim ki güneş ışığı sıvıları değiştiriyor. Bu yüzden zeytin yağı ve şarap şişeleri güneş ışınlarına karşı içindeki sıvının ömrünü uzatması için hep renkli olur. Aynı şekilde hassas laboratuvar sıvıları hep amber renkli şişelerde saklanırlar. Yani parfümler kesinlikle güneş ışığı veya kuvvetli spotlar altında saklanmamalı.

                  Duş alırken banyoda ortam sıcaklığının ne kadar değiştiğini ölçtüm ve sonuç 0.4 °C çıktı. Evet 1 santigrat derecenin yarısından az bir değişim. Duş yaklaşık 8 - 10 dk sürdü. Hatta sıcaklık çok değişsin diye suyu normalden sıcak ayarladım ve daha uzun süre kullandım. Banyo çok büyük bir yer de değil; belki 6 - 8 m2 gibi bir alan. Belki daha küçük bir alanda daha uzun süre daha sıcak su kullanılsa ortam sıcaklığı 4 - 5 °C artardı ama bu çok uç bir tahmin bana göre. Yani kısaca benim deneyime göre banyodaki sıcaklık değişiminin parfümün ömrüne etkisi yok denecek kadardır, hatta yoktur. Kaldı ki parfüm sıvısının ısınması için önce şişesini oluşturan ve genelde kalın olan camın ısınması lazım ki sonra da içerdeki sıvı ısınsın. Parfümü duşakabinin ya da küvetin içinde saklamıyorsak - ki inşallah oralarda saklamıyoruzdur - banyoda ısının etkisi ile bozulacağını hiç sanmıyorum.

                  Neme gelince... Nem parfüm şişesinin içine mi giriyor? Parfüm şişelerinin sprey mekanizması hava geçirmez bir şekilde kapatılıyor ve ayrıca tepesine de bir kapak daha takılıyor. Eğer şişe içerisindeki sıvının dış dünya ile bir bağlantısı olsaydı şişenin olduğu ortamın sürekli parfüm kokması ve parfümün buharlaşarak kendi kendine bitmesi gerekmez miydi? Ben nem değişiminin de parfümün ömrünü kısaltacak bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Eşimin ve benim parfümlerimiz banyoda kapaklı bir dolap içerisinde duruyor. Kapakların arasında bikaç milimetre boşluk da var ısının ve nemim rahatça iletilebileceği. Daha şu ana kadar bozulan, kokusu değişen bir parfüm olmadı.

                  Fakat yine aynı dolapta tuttuğum bazı dekant şişesindeki parfümlerin kokusu değişti. Fakat ilginç olan şu: dekantların hepsinin değil, bazılarının kokusu değişiyor.

                  Sizin banyo dışında, güneşten uzak saklama alanlarınızda kokusu değişen dekantlarınız oluyor mu? Eğer varsa demek ki koku değişimine sebep olan şeyin dekant şişesindeki bir "dandiklik" olduğu ortaya çıkacak.

                  Sizin bu konudaki görüş ve tecrübeleriniz nedir?

                  Yorum


                  • furkan1001
                    furkan1001 Yorumladı
                    Yorumu düzenleme
                    Annenize Allahtan rahmet dilerim, iki üzücü durumla karşılaşmak gerçekten zor ve üzücü olmalı.

                  • ihpar
                    ihpar Yorumladı
                    Yorumu düzenleme
                    Medea bilgilendirmeniz için teşekkürler. O zaman tersi yönde bir tecrübesi olan yoksa banyo mitini eleyebiliriz sanırım. Ayrıca başınız sağolsun, annenizin mekanı cennet olsun...

                  • Medea
                    Medea Yorumladı
                    Yorumu düzenleme
                    Teşekkürler.

                • #15
                  .
                  Son Düzenleme Cakalcarlos; 08-11-20, 13:48. Tarafından yapıldı.

                  Yorum

                  İşleniyor...
                  X